Translate

Sayfalar

İzleyiciler

5 Haziran 2011 Pazar

Güven ya da Güvensizlik


İnsanlar arasındaki ilişkilerde en temel duygu güvendir. Güvendiğimiz insanları severiz,saygı duyarız.Güven varsa en gizli sırlarımızı açabiliriz.
Güven ya da Güvensizlik
Güven duygusuyla her tür işbirliğine açık oluruz.Bu açıdan insanların yemek,içmek  gibi fizyolojik ihtiyaçlarıyla beraber hayati önem taşıyan en önemli gereksiniminin güven duygusu olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak böylesine önemli bir ihtiyaç olan bu duyguyla ilgili hep sorunlar yaşarız.Ya çok kolay güven duyarız ya da yoğun güvensizlikler yaşarız.Her iki halde de etkenler  farklıdır ve kökenini çocuklukta aramak gerekir.
Sağlıklı bir ailenin çocuğa kazandırdığı ilk temel duygu da budur.Doğduğu andan itibaren bir bebek annesinin kokusunda,sesinde güven arar.Her ağladığı anda ihtiyaçlarına cevap verilen, sevildiğini ve değer verildiğini bilerek büyüyen çocuklar özgüven duygusu yüksek bireyler olarak yetişirler.Çocuğun ailede gördüğü kabul,ona verilen sorumluluk,ahlaki değerler ve duyulan güven,çevresiyle dengeli ilişkiler kurma becerisi kazanmış, kendine güvenli bir yetişkin olarak toplum içinde yer almasını sağlar.Bireyin doğumla getirdiği mizaç özellikleri sağlıklı ve dengeli bir aile yapısı içinde şekillenir.Onu diğer insanlardan ayıran temel karakteri olur.
  • Otoriter,baskıcı ve aşırı kuralcı
  • Mükemmeliyetçi

Enerjimizi Tüketen Kıskançlık

Kıskançlık

Aslında bütün dünya kıskanç da diyebiliriz. Doğduğumuz anda öyle bir dünyaya gözlerimizi açıyoruz ki hayatın kendisi bile rekabet üzerine kurulmuş.
Annesinin karnında kendisini dünyanın merkezi zannederek büyüyen bebek doğduktan bir süre sonra anlıyor ki aslında tek değil.Başkaları da var.Hatta öncelikle baba denilen bir varlık var ve annesinin sevgisine ortak.İlk çekişme ve kıskançlık burada başlıyor.Çocuk önce babasını annesinden ya da annesini babasından kıskanıyor

İlişkiler ve Beraberlikler

İlişki ve beraberlik kelimeleri aslında aynı anlamdaymış gibi kullanılsa da pek çok açıdan farklı anlamlar taşıyan sözcüklerdir. İlişki her zaman bir cinsiyet içermez ama beraberlik dediğimizde ilk akla gelen hemen her zaman karşı cins olur.

Beraberlik daha çok kadın ve erkek ilişkisini içerir.Ama ilişki için aynı şey söz konusu değildir.İş ilişkisi,arkadaşlık ilişkisi, kardeş ilişkisi,ebeveyn ilişkisi gibi pek çok ilişkiden bahsedebiliriz.Oysa arkadaşlık beraberliği ya da iş beraberliğinden söz edemeyiz.Bu anlamda beraberlikler daha çok kadın erkek birlikteliğini çağrıştırır.

27 Mayıs 2011 Cuma

Kadınlar kırmızı şarabı seviyor

Kadınlar kırmızı şarabı tercih ediyor

Kadınların çoğunluğunun kırmızı şarabı tercih ettiği belirlendi.
Kadın ve Erkek Yaşamı
Bordeaux Uluslararası Şarap Fuarı (Vinexpo) için Fransa, İngiltere, Almanya, ABD ve Hong Kong'da 10.500 kadın arasında yapılan kamuoyu araştırmasında, kırmızı şarabı tercih edenlerin oranının yüzde 51,1, beyaz şarabı tercih edenlerin oranın ise yüzde 26,4 olduğu, kırmızı şarap diyenlerin oranının özellikle 46 yaş üzeri kadınlarda yüzde 58 olduğu ortaya kondu.

İlişkilerde üç bütün vardır : Ben - Sen - Biz

İlişkilerimizi sonsuza kadar sürdürmek isteriz... Yazık ki bunu çoğunlukla gerçekleştiremeyiz.
Sürekli şanssızlığımızdan yakınır, gitgide ilişki kurmaktan korkar oluruz...

Heyecanla başlayan ilişkiler biz nedenini anlayamadan solar .. Başlangıçta duyumsadığımız güven yerini şaşkınlığa bırakır.. şaşırıp sollarız..



Kurulan ilişkilerde üç bütün vardır. 
Ben ; Mavi renkteki su olsun.
Sen ; Kırmızı renkte..

'Ben' mavi ve 'Sen'  kırmızı bir araya geldiğinde, bambaşka bir renk oluşur. 
İlişkilerdeki üçüncü bütün ; 'Biz'.
Ben ve Sen in coşkusu sürerken 'Biz' i pek farketmeyiz. Zamanla farkediyor olsak bile görmemezlikten geliriz.
Çünkü, 'Biz' diğer bütünden hiç birine tam olarak benzemez. Ben Sen i, Sen beni severken hiç hoşlanmadığımız bir 'Biz' ortaya çıkmış da olabilir.
Dikkatimiz sadece birbirimizedir..
Bir araya gelince oluşturduğumuz bu üçüncü rengi ne kadar görmemezlikten gelebiliriz ?.. Nereye kadar gider ilişkimiz ?.. Bir gün BOM! Ne 'Ben' kalır ortalıkta ne de 'sen'.


Bir ilişkiyi sürdürmek, üç bütünüde tanımakla korumakla mümkün.


İlişkiyi sürdürmek ustalık isteyen bir iştir.

Seda Pekgöz

Evli çiftlerin arasına aileler giriyor

Evli çiftlerin arasına aileler giriyor

Son yıllarda artan boşanma oranlarına karşı uzmanlar çiftleri evlilik öncesi ve evlilik süreçlerinde yaşanan sıkıntılara karşı uyardı. Çiftlerin evlendikten hemen sonra tartışmalara başlamalarında yatan etkenleri sıralayan danışmanlar en fazla tartışmanın aileler yüzünden yaşandığına dikkat çekti.
EVLİ ÇİFTLER EN ÇOK AİLELER YÜZÜNDEN TARTIŞIYOR


21 Mayıs 2011 Cumartesi

Erkek eğlenceye, kadın aileye harcıyor

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin (BETAM) araştırmasına göre çalışan kadınlar elde ettikleri gelirleri, erkeklerden farklı olarak kendileri için değil, ağırlıkla aile için harcıyor.
Erkekler ise kazançlarından göreli olarak eğlence, alkol, sigara gibi harcamalara daha fazla pay ayırırken, kadınlar kazançlarını daha çok çocukların eğitimi ve sağlığı için kullanıyor.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Kadına yönelik şiddet araştırması



ARI Hareketi ve Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ortaklığı ile yürüttülen ve 6 ilde uygulanan ¨Eşitlik için Nesiller Arası Köprüler Projesi Anketi¨ nin sonuçları bugün Taksim Hill Otel'de düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. İstanbul, Kocaeli, Ankara, Eskişehir Isparta ve Çanakkale'de uygulanan anketin sonuçlarını Proje Koordinatörü Gizem Onay Collet, genç nüfusun içerisinde şiddetin ne kadar yaygın olduğu şeklinde yorumladı.

ARI Hareketi Kadın Çalışmaları Grubu'ndan Gaye Özerkan'ın açıkladığı, Proje liderliğini Arı Hareketi, proje ortaklığını ise KAGİDER'in yaptığı araştırmanın benzerlerinden farkı anketin sadece genç kadınlara değil genç erkeklere de uygulanmış olması.

Bir Kadın Tasviri - Can Dündar

Bir kadın cocuktur aslında.. 



 
Cocuk gibi davranmayı sever.
Erkegin kendisine bir cocuga gösterdigi sefkati göstermesini de ister.
Bir cocugu oksar gibi incitmekten korkarak oksamalidir erkek kadını.
Ama her kadın cocukca da olsa dinlenilmesini, dikkate alinmasini ister.
Yani bir kadının cocukluk yapmasina izin vereceksiniz,
ama asla onu bir cocuk olarak görmeyeceksiniz.

Kadın Vücudu

Bir Ömürde Kadın Vücudu

Ortalama 77 yıllık ömrü boyunca tıkır tıkır işleyen bir kadın vücudunda bakın neler yaşanıyor? Kadınlar günlük aktivitelerini gerçekleştirirken, aslında vücutlarının ne kadar özel fonksiyonlara sahip olduğunun farkına varamaz. Peki ortalama 77 yıllık ömrü olan bir kadının anatomisi nasıldır? Daily Mail gazetesinin haberine göre kadın vücudu, bilgisayar gibi işliyor.

BEYİN

Dünden bugüne 'Kadınlar Günü' - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Dünden bugüne 'Kadınlar Günü' - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: "Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1800'lü yıllarda bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için greve giden kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi

- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi"

Kadınlar hatırlanmak ister!... - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Kadınlar hatırlanmak ister!... - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: "Doğum günü ve evlilik yıldönümü başta olmak üzere özel günlerde hatırlanmanın, kadınların en önemli duygusal beklentisi olduğu belirtildi.

Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Murat, “Kadınlar, 18 yaşında iken hangi heyecan ve tutkuyla sevilmişse 50 yaşına geldiğinde dahi hep aynı heyecan ve tutkuyla sevilmeye bekler” dedi.

GAZİ Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Murat, kadınların özel günlerde eşlerinden beklentisini hediyeyle sınırlamanın yanlışlığına dikkati çekti. “Kadınlar, doğum günü ve evlilik yıldönümü başta olmak üzere özel günlerde hatırlanmayı çok isterler” diyen Murat, kadınların bu istemini bir hediye ile olduğu gibi bir çift güzel söz ya da bir anıyla karşılamanın da olanaklı olduğunu ifade etti.

- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi"

Öteki Kadın Olmak - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Öteki Kadın Olmak - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: "Öteki Kadın Olmayın!

Diğer kadın olmak, sonunda hayal kırıklığından başka bir şey olmayan bir yola çıkmak gibidir; Peki kadınlar neden bu yoldan dönemezler?

Bir adamın başka bir kadına, eve, belki de çocuklara sahip olduğunu bilerek sevmeye devam eden kadının yaşamı, moloz yığınlarının üzerine döküldüğünü göre göre kenara çekilmemesi ile eşdeğerdir. Aslında sonraki kadın olmak, ateşin ortasına atlamak kadar cesaret gerektirir. Fazladan geçirilecek bir saat bile kıymetlidir onun için...

Çoğu zaman erkekler tarafından eksik mutluluklarının tamamlayıcısı gibi seçilen ikinci kadınların da duyguları olduğu kimsenin aklına gelmez. Onlar, kısıtlı zamanlarda kırık aşkların tamircisi vazifesini görürler. Sürekli mutlu gözükmelerinin ötesinde tercih edildikleri için sevinmeleri mi, üzülmeleri mi gerektiğini bilemezler.

Diğer kadın olmak hayal aleminde yaşamayı da gerektirir aslında... İkinci kadınlar sevdikleri adamın evli olduğunu unutmak isterler. çünkü o adamı tek başınaymış gibi düşünmezlerse, yaşananların mantıklı bir açıklamasının olmadığı gerçeğiyle yüz yüze gelirler. Kendilerine neden böyle bir ilişkiyi kabul ettikleri sorulduğunda ise önüne geçemedikleri bir yasam zinciri okluğunu söylerler.

Tabii ki ikinci kadınlara yasak olan birçok şey vardır, örneğin; sevdikleri adamı her zaman arayamazlar, istedikleri her an görüşemezler. Sokakta el ele yürümeleri ise imkansızdır. Hep bir yakalanma korkusu vardır içlerinde. Tüm bunlara katlanma sebepleri ise kaybetme korkusundandır. Bazıları 'Aşk için' diye itiraf ederler yaşadıkları acıyı. Bazılarında ise rekabet duygusu ve kazanma hırsı olduğu bellidir.

Neden İkinci Kadın Olunur?
Aslında bu bir seçim değildir. Hiçbir kadın sevdiği adamı paylaşmak istemez elbette. Fakat aşk sarhoşuyken o adamın evli ya da nişanlı olduğu veya bir sevgilisinin olduğu çok da fark edilen bir şey değildir. Yani ilişki, bir bakıma kendi kurallarını kendi koyar, ikinci kadın, bu seçimi çoğu zaman istemeden yapar. Girilen bu İlişkiden yara almadan kurtulmak mümkün olmayacağından, sonunda amaç hasarı en aza indirmektir. Bunun için diğer kadın olmanın acısını taşımak yerine gerçek bir ilişkinin varlığını hissetmeye çalışmak gerekir...

Öteki Kadın Ne İster?
En çok istediği şeylerin başında, sevdiği adamla bir gece dahi olsa karanlıkta uyumak ve yeni bir güne beraber uyanmak vardır. Fakat bunun imkansız olduğunu bilir. çünkü o adamın bir karısı ve yaşadığı bir evi vardır. Bir bardak su İçmek için bölünen uykuda sevdiği adamın karısının yanında uyuduğunu bilmek ne kadar zordur.

İkinci kadının en umursamazı bile birlikte olduğu adamın yaşadığı ortamı görmek İster, örneğin; gömleklerini astığı gardırobu, her sabah tıraş olduğu yeri bilmek ister. Bazen bir çıkış yolunun belirmesini ister. Sevdiği adamın bir başkasına ait olduğunu bilse de yine de ölmeyen son bir umutla hayal kurar.

- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi"

Kadınlara yönelik psikolojik savaş!

Bir danışmanlık şirketinin yaptığı araştırmaya göre, özel sektörde çalışan her 10 kadından 7’si psikolojik tacize uğruyor. Tacizcilerin eğitim düzeyi yükseldikçe psikolojik taciz artış ve çeşitlilik gösteriyor


Türkiye’de özel sektörde çalışan her 10 kadından 7’sinin psikolojik tacize uğradığı bildirildi. Bir danışmanlık şirketince İstanbul’da özel sektörde çalışan, 20-60 yaşlarındaki bin 200 kişiye yönelik "kişilere karşı psikolojik, duygusal saldırı" konulu araştırma yapıldı.

Şirketin genel müdürü Yücel Atış’ın araştırma raporuna göre, "İş yaşamında psikolojik tacize uğradınız mı?" sorusuna kadınların yüzde 73’ü, erkeklerin yüzde 35’i "evet" yanıtını verdi.

Araştırmaya göre, Türkiye’de özel sektörde her 10 kişiden 5’i psikolojik taciz yaşamış. Kadınların psikolojik tacize uğrama oranı çok yüksek. Özel sektörde çalışan her 10 kadından 7’si psikolojik tacize uğruyor. Psikolojik taciz, 20-30 ve 50-60 yaş aralığında daha fazla görülüyor.

Kadın üstler, kadın astları taciz ediyor

Kadınların yüzde 69’u üstleri, yüzde 23’ü kendileriyle aynı düzeydekiler, yüzde 8’i astları tarafından, erkeklerin ise yüzde 40’ı üstleri, yüzde 56’sı aynı düzeydekiler, yüzde 4’ü astları tarafından taciz edildiklerini belirtiyor.

Genel olarak psikolojik taciz, üstler tarafından uygulanıyor. Üstlerin astları tacizinde kadın üstlerin kadın astları taciz oranının yüksek olduğu dikkat çekiyor. Tacizin en yoğun 6 ay ve 1 yıl sürdürüldüğü görülüyor.

Kadınlarda tacizin sürekliliği erkeklere göre daha uzun sürüyor. Bu, iş ortamında kadınların tacize karşı daha fazla direndiğini gösteriyor.






Kadınlar , Zindelik ve Özgüven için Spor Yapıyor

Başkent Üniversitesi'nce yapılan bir araştırmaya göre, spor yapmak, kadınları ev yaşamının getirdiği zorluklardan koruyor.



TÜBİTAK'ın desteklediği Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Öğretim elemanları Doç. Dr. Hülya Aşçı koordinatörlüğünde, Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Kadınların biyolojik saati daha hızlı!

Kadınların biyolojik saatinin erkeklerinkinden daha hızlı ilerlediği ortaya çıktı.

Uyanıklık-uyku, kalp-damar, sindirim, bağışıklık sistemleri, bazı hormonların salgılanması gibi önemli biyolojik faaliyetleri kontrol eden biyolojik saatin hızının cinslerde aynı olmadığını belirten bilimadamları, saat bilgisi verilmeyen ve bu bilgiye ulaşma imkanı olmayan bir ortamda 18 ila 74 yaşlarında 52 kadın ve 105 erkeğin biyolojik saatinin ilerleyiş hızını

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Süperego (Süper Ego, Benüstü, Üst Benlik, Vicdan)

Süperego (Süper Ego, Benüstü, Üst Benlik, Vicdan)
Süperego (Süper Ego, Benüstü, Üst Benlik, Vicdan)

Hazırlayan: Akhenaton

Süperego, ruhsal aygıtın dizginleyici, suçlayıcı, yargılayıcı ve cezalandırıcı yapısıdır. Günlük yaşamdaki karşılığı "vicdan", belirtisi ise suçluluk duygusudur.[1] Başka bir deyişle süperego, ego vasıtası ile gelen id isteklerinin hangilerinin bilinç düzeyine çıkarılacağına hangilerinin bilinçaltına indirileceğine karar veren unsurdur.[2]
Psikanalizin kuramsal kavramı, "Ben" (Ego), "O" (id) ve "Benüstü" (Süperego) terimleriyle anılan ve

8 Mayıs 2011 Pazar

Nazik olmak - Nezaket Üzerine

 
Nazik olmak
Nezaket Üzerine
Geceleyin bir arkadaşımla bir gazete bayisine doğru yürüdük ve kendisi bir gazete aldı. Sonra da gazete bayisindeki satıcıya tesekkür etti. Satıcı ise hiç aldırmadı bile.

Kadın ve Erkek, muhteşem iki yaratım

Kadın Erkek İlişkileri-



Kadın ve Erkek, muhteşem iki yaratım.
Bibirini tamamlayan çok farklı bedenler, ruhlar ve dünyalar.
Bir bütünün , varoluşun ilahi bütünleyici parçaları.

Kadın ve erkeğin bir araya gelmesi , bizi içimizdeki tüm dişil ve eril yanlarımızın dengelenmesine götüren ilahi bir aşk yoludur.

Dünyanın Bütün Renkleri Bir Araya Toplanmışlar

Dünyanın Bütün Renkleri Bir Araya Toplanmışlar ve Hangi Rengin En Önemli En Özel Olduğunu Tartışmaya Başlamışlar:






Yeşil söze başlamış: Elbette ben en önemli rengim. Ben yaşamın ve umudun rengiyim! Çimenler, yapraklar, ağaçlar için seçilmişim. Yeryüzüne şöyle bir bakın, her taraf benim rengimle kaplı...

Mavi

Değişkendir onlar, İklimler gibi, doğa gibi..

Değişkendir onlar. İklimler gibi, doğa gibi... İnsanlar ancak varsayımlarda bulunabilir onların atacakları adımlar için.

Bazıları hayatı mutlak pasif bir ruh haliyle yaşarlar. Mutlak pasif ruh hâli: hayatı an be an, sadece şimdiye odaklanarak ve kendini akışa bırakarak yaşamaktır. Böyle yaşayan insanların geçmişlerine baktığınızda yoğun mücadeleler ve acılar bulursunuz mutlaka.
O noktaya dikensiz gül bahçelerinde soluklanarak gelinmez zira. Geçtikleri yol, hiç de düz ve kolay değildir. Engebelidir. Hiç umulmadık anlarda aşılmaz dağlar, köprüsüz ve dipsiz uçurumlar çıkar karşılarına. Bazen ayakları takılır düşerler ama mutlaka silkinip kalkarlar ve yollarına devam ederler.
Hatasız kullardan değildirler. Çoğumuzun düşünmeye bile cesaret edemediği hatalar düşmüştür kısmetlerine ve bu hatalarının bedelini mutlaka ödeyeceklerini hep bilmişlerdir. Öderler de...
Ama onlar hatalarından ötürü pes etmeyenlerdendirler. Her türlü hatadan ders almayı bilirler. Dahası, eğer derslerini almamışlarsa aynı hatayı yine yapacaklarını ve bu sefer daha da büyük bir bedel ödeyeceklerini de bilirler.

Kutsallarla Kadına Düşünmeyi Bıraktırdılar

Kadınlar bağlarını kaybetmediler, kadınların tinle hala doğrudan doğruya bağlantıları var. Sadece bunun nasıl kullanılacağını unuttular, ya da daha doğrusu, erkeklerin bu bağlantıya hiç sahip olamama durumunu taklit ettiler. Binlerce yıl erkekler kadınların bu bağlantıyı unutmalarını sağlamak için çabaladılar. Mesela, kutsal enginizasyonu ele alın. Kadınların bu dolaysız bağlantıya sahip oldukları inancını kökünden sökmek için yapılan sistematik bir tasfiye idi bu. Bütün organize dinler, kadınları daha aşağı bir yere koymak için yapılan çok başarılı bir manevradan başka bir şey değildir. Dinler kadınların daha aşağı olduklarını söyleyen tanrısal bir kanunu delil gösterirler.

Hangi dans hareketleri kadınlara çekici geliyor?

Erkeklerin hangi dans hareketlerinin kadınlara çekici geldiği anlaşıldı.
İngiltere'nin Northumbria Üniversitesi'nden psikologlar, 18-35 yaşındaki 19 gönüllüyü basit bir ritmde dans ederken üç boyutlu kameralarla filme aldı. Hareketler, dans eden erkeklerin fiziksel özelliklerinden etkilenilmemesi için sanal ortama aktarıldı ve 37 kadına izletildi. Kadınlardan "iyi ve kötü dansçıları" belirlemeleri istendi. Kadınlar, "iyi dansçıları" özellikle kıvrak, yumuşak boyun ve gövde hareketleri yapanlar arasından seçti. Bu seçimde, erkeklerin sol omuz ve bileğinin hareketleri ile sağ dizinin hızı da etkili oldu.

Evlilikte Küsmek

Her evlilikte iletişim kazası olur. Eşlerin anlaşamadığı, birbirini üzdüğü durumlar yaşanabilir. Böyle durumlarda küskünlükler de ortaya çıkabilir. İlk anda bazı sorunları çözdüğü, kavgaları azalttığı zannedilse bile küsmek, eşler arasındaki sevgi birliğini yıpra-tır. Çoğu zaman, sorunlar azalacağına giderek daha da çoğalır.
Aile içi iletişim sorunlarından en önemlilerinden biri eşlerden birinin veya her ikisinin birbirine küsmesidir. Bu durum sık tekrarlandığında veya uzun süre devam ettiğinde evde gergin bir hava esmesine neden oluyor. İletişimin kesilmesi duygusal ortamı bozarken çocukların da anne-babayla iletişimini ve gelişimini olumsuz etkiler.

Evliliklerde problemler nasıl çözülmeli?




Kavgalar bütün evliliklerde yaşanan kaçınılmaz bir sorundur. Önemli olan her iki tarafın da, sorunları çözme becerisini gösterebilmesidir. Kalp bilgisayarınızı formatlayın. Eşinize karşı kötülükleri yazan kalem değil, silgi gibi olun.

Kadınlar, Erkekler ve Darwin

Erkek ve kadın ‘ideal’ eşlerini ararken psikolojik bir takım süreçlerden geçiyor.

Amerikan üniversitelerindeki psikoloji profesörleri, modern toplumda kadın ve erkeklerin eş seçerken izlediği bu süreçleri 25 yılı aşkın bir süredir incelemekte.

Kadınlar, Erkekler ve Darwin adlı son araştırma kadın-erkek ilişkilerinin dinamiklerini ve eş seçerken izlediğimiz psikolojik süreçlerin genel bir analizi inceleme konusu yapıldı.

"Kadın-erkek ilişkisi bir tür alışverişse, aşk kelimesinin modern hayattaki karşılığı nedir?"

Bu sorunun cevabını arayan Pennsylvania Üniversitesi'nden psikolog Robert Kurzban 2002 yılında başlattığı araştırmasının sonucunda ilginç sonuçlara ulaştı.

Evli erkekler daha kibar

Evli erkeklerin daha kibar davranmaya meyilli oldukları belirlendi.

ABD'de yapılan bir araştırma, evli erkeklerin daha kibar davranmaya meyilli olduklarını gösterdi.
Michigan State Üniversitesi'nden S. Alexandra Burt ve iş arkadaşlarının yaptığı araştırma çerçevesinde, 289 ikiz erkeğin 17 yaşından 29 yaşına kadar takip edildiği, bunların yarısından çoğunun tek yumurta ikizleri olduğu bildirildi.

Erkeğin sesi, beden gücünü yansıtıyor

Erkeğin sesi, beden gücünü yansıtıyor

Kaliforniya Üniversitesi'nde Aaron Sell ile çalışan araştırmacılar, erkek sesinin bedensel güç hakkında bilgi verdiğini buldular. Araştırma çerçevesinde göğüs ve pazı çevresi, boy, ağırlık ve el kuvveti gibi beden gücünü yansıtan veriler toplanmış.
Katılımcılar arasında ABD’li, Romanyalı, Kızılderili erkekler ve Arjantin köylüleri yer alıyordu. Her katılımcı anadilinde bir cümle okumuş teybe. Sesler daha sonra kız ve erkek üniversite öğrencilerine dinletilmiş.

5 Mayıs 2011 Perşembe

Varikosel, dört erkekten birini etkiliyor

Toplumda yaygın fakat yanlış bir inanışa bağlı olarak, bebek sahibi olamayan çiftler için ilk olarak akıllara kadın fizyolojisindeki problemler geliyor.


Ancak erkek kısırlığının en önemli nedenlerinden biri olan “varikosel” pek çok erkeğin baba olma hayallerine gölge düşürüyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Egemen Avcı, erkeklerin korkulu rüyası olarak kabul edilen “varikosel ve tedavisi” hakkında bilgi verdi.

Pek çok erkek hastalığın farkında değil

30 Nisan 2011 Cumartesi

Dünyanın İlk Aşk Mektubu

Dünyanın İlk Aşk Mektubu

Philadelphia Üniversitesi profesörlerinden Hilprecht, 1889 1900 yılları arasında Mezopotamya'nın Niffer Vadisi'nde bir kazı yaptı. Bu arada topraktan çıkarılan önemli bir vesika, içeriğinin ne olduğu bilinmeyen çivi yazısı ile yazılmış diğer binlerce levha ile birlikte, kazı yapılan yerin sahibi olan Osmanlı Hükümeti'ne teslim edildi. 70 bin levhanın içine sıkışmış bulunan bu tarihi vesika; 58 yıl sonra, dünyaca ünlü Sümerolog Muazzez Çığ ve Hatice Kızılay tarafından ele alındı. Bu taş levha üzerindeki yazının ne anlam içerdiği çözülünce, uzmanlar hayretler içinde kaldılar. Çünkü bu taş levha, dünyanın ilk aşk mektubuydu. Hem de Sümer Medeniyeti'nin en büyük kral ve kraliçesinin aşkını anlatan bir mektup...

Bazı ilişkiler neden yürümez?

Bazı ilişkiler neden yürümez?

Hoşlandığınız kişinin size uygun olup olmadığını, yol yakınken anlayabilirsiniz. Kadınlar, erkeklerin gönlünde taht kurabilmek için neler yapmalı? Mutsuz ilişkilerle vakit kaybetmemeniz için işte, burcunuza göre bazı kritik ipuçları!
Koç burcuna göre:

İlk hissinize dikkat edin; ilişkinin seyrinde de güzel günlerin sizi bekleyip beklemediğini, sizi iyi hissettiren biriyle mi yoksa tekinsiz hisler mi veriyor? Size sarılırken kollarını tutuş biçimi pek çok şeyi ortaya çıkarıyor. İlk kez tokalaştığınızdaki veya merhabalaştığınızda anlık bir hissinize bakın 3 gün sonra omzunuzda ise eli: Size sahip çıkıyor. Belinizde ise eli: Kendini size bağlı hissediyor. hiç birini yapmıyorsa!

Boğa burcuna göre:

Ona Kendi Gerçeğinizi anlatmak (?)..

Karşınızdaki ile iletişim kurarken onun farkındalığını anlayarak ona yönelin ve onun anlayacağı şekilde kendi gerçeğinizi açıklayın. Hisleri, düşünceleri ve farkındalıklarımızı açıklamaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var bu dönemde… Aslında hep vardı, şimdi bunu keşfediyoruz… Hayal kırıklığımızın asıl sebebi gücü içimizde bulamamak ve dolayısıyla kendi merkezimizden kayarak koşullu sevgiye, eylem ve durumlara tutunmamız… Oysa ilişkiler farkındalık düzeylerine ve enerji

İlk Buluşma !.. Ya, sonrası(?)

İlk buluşma, ilişkinin kader anıdır. Onun ilk buluşmadan sora sizi aramasını istiyor musunuz? İşte ilişkinizin geleceğini garantilemenin yolları.
Karşınızdakini etkilemenin burcunuza göre adım adım ipuçları:


Koç
Eğer sevgilinizi yerinde ve zamanında reddetmesini biliyorsanız size hayran olmasının an meselesi olduğunu aklınıza yerleştirin. Onu kendinizden ne soğutacak kadar reddedin ne de sahiplenecek kadar davetkâr olun! Bu ikisinin arasındaki dengeyi kurabilmek oldukça zor, fakat imkânsız değil, işe "hayır" kelimesini kullanmak yerine "ama" ile başlayan cümleler kurarak başlarsanız başarılı olabilirsiniz. Sizin tarafınızdan reddedilen bir Koç, açık kapı kaldığı takdirde hep o kapıdan girmek isteyecektir. Zıddı olmadan reddedeceğiniz kişinin sizden vazgeçemeyeceğini bilmenizdir...

Sevgililer Günü Kartları - Sevgililer Günü Bannerleri

Sevgililer Günü Kartları - Sevgililer Günü Bannerleri

er Günü Kartları
Sevgililer Günü Kartı

Sevgililer Günü Kart 2

24 Şubat Sevgililer Günü Mesajları 2



♥ bulutlara yukledım hasretımı, ruzgarlarla yolladım sevgımı, yagmurlar yagdırdım gozyaslarımla kucuk melekler gonderdım senı opmeye! sevgililer günün kutlu olsun!

Sevgililer Günü Mesajları 1

Sevgililer Günü Mesajları


♥ Bulutlara yükledim hasretimi, rüzgarlarla yolladım sevgimi, yağmurlar yağdırdım gözyaşlarımla küçük melekler gönderdim seni öpmeye! Sevgililer günün kutlu olsun!

♥ Bir kuş olup gitsem, aşsam şu enginleri, varsam senin yanına. Öpsem doyasıya, koklasam seni, en büyük hediye odur bana.

♥ Sevgililer Günü Mesajları ♥

Sevgililer Günü Mesajları

Seni tahmin edeceğin kadar değil, tahammül edemeyeceğin kadar çok seviyorum. Sana "Sevgilim!" diyebildiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.

♥ Gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde, aşkın içimde ve ruhun bedenimde olduğu sürece seni sevmeye devam edeceğim. Sevgililer günün kutlu olsun!

’sevgi hormonu’ kadınlarda bağlanma güdülerini harekete geçirir

Bir kadın nasıl mutlu olur?

Oksitosin yani ’sevgi hormonu’ kadınlarda bağlanma güdülerini harekete geçirir.


Kadının iyi bir ilişki içinde olması partnerine güvenebilmesi, onunla ilgilenmesi ve ondan ilgi görmesi, destek, şefkat hissetmesi oksitosin seviyesini artırır.

Evlilik sadece beyaz bir gelinlik ve mutlu bir yuva değildir

Evlilik hakkında bilmeniz gerekenler...

Evlilik sadece





beyaz bir gelinlik ve mutlu bir yuva anlamına gelmez. Evlilikte neler olup bittiğini, işin iç yüzünü öğrenmek isterseniz yazımıza mutlaka göz atın. Bakın tecrübe neler söylüyor?

28 Nisan 2011 Perşembe

Övüldü Yalnızlıklar

Övüldü Yalnızlıklar



Övüldü yalnızlıklarım, bir nehir yatağında kurudu en iyi yanlarım. Sen giderken adını yazmıştım geliş yoluna, sen gelirken adımı sildim gidiş yolumdan...

Olduğun gibi kendini koru, deformasyona uğramadan, ellerin titremesin tuttuğunda sigarayı, gözlerin yalancı bakışlarla akıtmasın bu hayata dair bir lahza...
Sen gamsızsın, üzmezsin kendini bilirim. İki şarkıyla coşar, bir şiirle ağlarsın. Bir türkü çalar, gaza getirirsin hayatı. Kendince eğlenir, derin hülyalara dalarsın. Biri üzerse, diğeri bağlar seni hayata...

Sen giderken adını yazmıştım, sen gelirken adımı sildim gidiş yolumdan...

Aşk nasıl yakalanır

Neden bazı ayrılıklar bu kadar acı oluyor, nasıl oluyor da o kişi unutulmuyor. Buna biraz daha yakından bakalım. Carl Gustav Jung’a kulak verelim. Jung her erkeğin içinde bir kadın olduğunu söyler, bu da anima’dır. Anima erkek için en önemli kadın figürünü temsil eden kollektif bilinçdışı arketipidir. Erkeği kadısı hareketlere sürükleyen bu figür aynı zamnda ilişkilerini de belirler. Jung “Her anne ve her sevgili, erkeğin içindeki derin gerçekliği oluşturan, her zaman var olan, bu öncesiz imajın taşıyıcısı olmak zorunda kalırlar” der. Bir başka deyişle erkek seçimlerini bu figüre göre yapar ve ilişkilerini buna göre yaşar.
Aynı şekilde kadının içinde de bir erkek figür olarak animus vardır. Animus, kadının erkekler dünyasında varolabilmesini sağlar. Ancak Animus, aynı erkekte olduğu gibi, kadının ilişkilerini de belirler.
Frieda Fordham, Jung Psikolojisi adlı kitabında şöyle der : “Normal yaşam sürecinde, animus bir çok erkek üzerine yansıtılacaktır. Bu yansıtılma sonucunda, kadın, erkeği kendi gördüğü biçimde, yani animus imajı biçiminde, olduğunu kabul etmektedir ve kadın için, erkeği olduğu durumuyla kabul etmek hemen hemen olanaksızdır. Bu tutum, kişisel ilişkilerde oldukça tedirginilik verebilir. Böylesi ilişkiler ancak erkek kadının kendisi üzerine ürettiği varsayımlara uygun olarak davrandığı sürece düzgün bir biçimde sürüp gider.”
Tabii yukarıdaki paragraf erkek için de geçerlidir. Paragrafta, kadın ve erkek sözcüklerini ve Animus ile anima sözcüklerini birbiri ile değiştirisek erkek için de doğru bir saptama yaparız.
Peki durum bu kadar mekanik midir? Aslında durum bu kadar mekanik değildir. Çünkü aslında insan kedni anima ya da animus’unu çok iyi tanımamaktadır.
Karşı cins ile olan ilişkilerin son amacı dişil ve eril enerjini birliğini yakalamaktır demiştik. Aslında bu bir bakıma anima ya da animus ile olan birliği de yakalamaktır. Eğer biz kendi anima ya da animus’umuzu çok iyi tanımıyorsak, karşımızda bize uygun insanı da tam olarak tanıyamayız. Bu durumda anima ya da animus’a en yakın insansevgili oalrak karşımıza çıkar. Bu karşımıza çıkış, aynı zamanda metafizik bir durum da alır. Bu birleşmeye eşlik eden birtakım “işaretler” ortaya çıkar. Birlikte “metafizik” tecrübeler yaşanır. Sonuçta bir “metafizik aşk” ortaya çıkar. Bir masal aleminde büyülü bir aşk yaşanmaya başlar.
Eğer kişiler Anima ve Animus’unu iyi tanıyorlarsa sorun çıkmaz, böyle olmadığı durumlarda ise ilk çelişkiler ve dolayısıyla anlaşmazlıklar çıkar. Burada düşülen en önemli tuzak Anima ya da Animus’u yeterince tanımamaktan ötürü, Anima ya da Animus’u karşıdaki sevgili üzerinden tanımlamaktır. Gündelik yaşam kavramlarının karşıdaki sevgili üzerinden tanımlanması gibi Anima ve Animus da bu şekilde tanımlanır; karşıdaki sevgili, bütün eksikliklere rağmen Anima ya da Animus’un yerini alır. İşte o trajik ayrılık anı geldiğinde Anima ya da Animus ile olan bağ da kopar ya da biz öyle zannederiz; biz öyle zannederiz, çünkü kendi Anima ya da Animus’umuzu tanıyacak yerde karşıdaki sevgili üzerinden tanımlamışızdır. İşte böylece sorun varoluşsal boyuta taşınır ve hayatın sorgulanması başlar.
Bu metafizik dönem, görece uzun süremese de, bu “aşk”ın yerini tutan başka bir aşk gelmez, çünkü Anima ya da Animus’a yeniden ulaşılması gerekmektedir. Genel bir isteksizlik başlar, melankoli buna eşlik eder, metafizik bir yas varolmaktadır. Her ne kadar “unuttum” derse de kişi bir gün bir sembol yine O’nu hatırlatmaktadır. Bu noktada kişi özgürlüğünü yitirir. Oysa ilişkide de özgürlük olmadığını anımsamaz. Karşıdakine yüklenen Anima ya da Animus, kişinin kendini karşındakine bağlarken, karşıdakini de, bu yükün altına sokar.
Burada en büyük tehlike, hayata ait bütün tanımların yeniden yapılması olur. Açarsak, daha önce de belirttiğimiz gibi, “dışarıda yemek yemek” bir anda “sevgili ile yemeğe çıkmak”; “seyahate gitmek” bir anda “sevgili ile geziye çıkmak”; “sevişmek” sevgili ile sevişmek”; sinemaya gitmek” “sevgili ile sinemaya gitmek” gibi tanımlanır.
Ayrılık durumunda bir anda büyük bir kırılma olur ve yeniden tanımlanan bütün kavramlar anlamını yitirir. Bu bir bakıma “sevgili ile yaşanan kutsal zaman” ile “yeni gerçekliğin yaşandığı zaman” arasında şizofrenik bir kırılma durumuna dönüşür. “Ben sensiz yaşayamam” kalıbı ardında yatan tanımsızlık kişiyi sorgulamalara iter. Bu bağlamda, bütün tanımlar yeniden yapılmaya ihtiyaç duyduğundan, ayrılık sorunu aslında bir ontolojik, varoluşsal soruna dönüşür ve kişiye ilişkiyi değil yaşamı sorgulatmaya başlar. İşte tam bu durumda, bebeklikten beri tanımlarla varolan insan bilinci – ki bunu insanlık tarihinin ilk çağlarına taşıyabilirsiniz- bu tanımları yeniden yaparken, ister istemez aynı ilkel formlarda olduğu gibi mistik düşünceye de sapar. Mistik düşücenin esiri olan bilinç, bu anlamsız tanımsızlığı eskide aramak için büyücü büyücü ya da falcı falcı koşarken, bazen de bu ayrılık tamamen mistik bir deneyime dönüşür.Bu noktada, mistik tuzaklara düşmeden, varoluşsal kavramlara yakınlaşıp, çok farklı deneyim ve bilgilere de ulaşma söz konusu olabilir. Sokrates’in sözünü biraz değiştirip, “kötü sevgili insanı filozof yapar” demeye dilimiz varmıyor ama, kötü biten bir ilişkinin voroluşsal konularda çok farklı açılımlar yapabileceği de kuşkusuzdur. Bu deneyimi yaşayıp, kendini yeniden bir birey olarak bulmak söz konusu olabileceği gibi tam tersi de olasıdır. Ancak burada en büyük tuzak mistisizmin ucsuz bucaksız labirentlerinde savrulmak ve metafizik öğretilerin koyuluğuna dalmaktır. Bu geri dönülmez bir yola sokabileceği gibi arkasında ruhsal rahatsızlıkları da getirebilecek bir yola sokma tehlikesini de ortaya çıkartmaktadır.

Romantik aşkın süresi

Romantik aşkın süresinin uzun olmadığı söylenir hep. Efsanelerde üç yıl olarak anlatılan bu aşkın süresi deneyimlerimizde de çok uzun olmamıştır. Öncelikle kadın bu rolü oynamaktan yorulmaya başlar. O bir Tanrıça değildir ve günahları ve sevapları olan bir insandır, ölümlü bir varlıktır. Herkes gibi, yer içer, dışarı çıkartır, kızar ve hatalar yapar. Bu Tanrıça rolü, ilişkinin sürekliliğinin vazgeçilmezi olduğunda kadın için yorucu hatta bunaltıcı olmaya başlar. Erkek ise, karşısındaki Tanrıça’dan bir Tanrıça’ya uymayan davranışlar gördüğünde önce şaşırır, görmezliğe gelir ama sonunda o da dayanamaz hale gelir. Karşılıklı anlayış içinde çözülebilecek birçok anlaşmazlık şiddetli kavgalara dönüşebilir. En kötüsü, çiftlerden biri ayrılmayı teklif eder. Bulunan tanrısallığı kaybetme korkusu sürekli bir ayrılık ve barışma şeklinde kendini gösterir.

Animasını annesinden kurtaran erkek

Animasını annesinden kurtaran erkek, gerçekten bu yeni duruma alışabilmiş değildir. Eski kalıpları terketmesi ona tanınmadık, bilinmedik, farklı bir anima sunmaktadır. Oysa erkek buna çok yabancıdır. Bir Terra Incognita olan bu anima erkeğin aslında aradığı sevgiliyi “deneme yanılma” yöntemi ile de bulmasına neden olur. Erkek karşısına çıkan ve onu etkileyen kadına Anima figürünü yüklemeye çok heveslidir. Bu bilinemeyen gizemli Anima, aynı zamanda tanrısal bütün özellikleri de üzerinde taşımakta, bir Tanrıça gibi gözükmektedir. Bu gizem perdesi daha kalkmadığından erkek içindeki bütün tanrısallığı bu Tanrıça’ya yükler, dolayısıyla yeni sevgilisi bu sıradışı nitelendirmeden payını alır. Erkeğin gözünde artık bu bir Tanrıça’dır ve erkeğin davranışları bu yönde gözükür.

♥ Aşkın "Gizemli" Yolculuğu

Aşkın "Gizemli" Yolculuğu


Aşk üzerine neler yazıldı neler çizildi... Aşkın Metafiziği’nden popüler kitaplara, ilkçağlardan günümüz kadar aşk her zaman incelenen bir konu oldu. Bu sefer de aşka biraz arketipik bakalım istedik... Arketipik diyince de eski kültürlerden almak gerekir.
Eski kültürlerde Tanıça ve Tanrı birlikteliği büyük önem taşımaktadır. Tanrıça, dünya’nın bolluk ve bereketini temsil ederken, tanrı da onun dölleyicisi, bolluk ve bereketin başlatıcısıdır. Eski kültürlerde “Hieros Gamos” (Kutsal Evlilik ya da Kutsal Birleşme) olarak kutlanan bu kutsal birleşme aslında, Dünya’nın bolluk ve bereket ritüelidir. Bu bağlamda, eski inançlar, tek eşliliği savunur ve her birleşmenin ve birlikteliğin o eski günlerde Tanrıça ve Tanrı tarafından yapılan yaratma eyleminin bir tekrarı olduğunu görür.

İlişkiler: Eşim Beni Duymuyor





"Hayata bakış açımız ilişkiye bakış açımızı da belirler"

Ziyaretçiler ile Fil
Gösterideki en çekici şeyin fil olduğu düşünülüyordu; halk onu görmek için toplanmıştı. Sonra karanlık çöktü, fil karanlık bir odaya alındı, ziyaretçiler artık onu göremez oldular. Herkes büyük hayvanın bir yerine dokunarak onu tanımlamaya çalıştı.

İlişkileri enkaza çeviren 8 hata

İlişkileri enkaza çeviren 8 hata



Amerikan magazin dergisi Glamour'ın ilişki editörü Brenda Della Casa, ilişkilerin sonunu getiren 8 alışkanlığı derledi.

Buna göre, ilişkileri “enkaza çeviren alışkanlıklar” şöyle:
1 Sevgilinizi olmasını istediğiniz gibi değil, olduğu gibi görün ve değiştirmeye çalışmayın.
2 Ruh halinizdeki tutarsızlıkları dizginlemeye çalışın ve kapris yapmayın.
3 Arkadaşlarınızla, ailenizle sevgilinizin dedikodusunu yapmayın.
4 Her canınız sıkıldığında onu arayıp ağlamayın.
5 Ona annelik yapmayın; erkekler kontrolcü annelerine yaptıkları gibi size de isyan edebilir.
6 Birbirinize yapışık gibi yaşamayın, kendi arkadaşlarınızla da vakit geçirin.
7 Kıskançlık yapmayın, telefonunu ve bilgisayarını karıştırmayın.
8 İlişki ilerledikçe kendinizi rahat hissedip çaba harcamayı bırakmayın.

Uzun ve mutlu evliliğin formülü

Uzun ve mutlu evliliğin formülü

Mutlu bir evlilik için aşk yeterli değil. İsviçreli bilim insanları bir evliliğin hangi koşullarda daha uzun dayandığını ve evliliği çabucak bitirenin ne olduğunu buldu.


Cenevre Ekonomi Yüksek Okulu araştırmacılarına göre mutlu evliliğin reçetesi doğru eş seçimi. Evlilikte erkek beş yaş daha büyük, kadın ise daha kültürlü olmalı, diyor Nguyen Vi Cao. (European Journal of Operational Research) İsviçre’de yaşayan 1074 çiftin ilişkisi beş yıl boyu takip edilmiş.

Evlilik,Kadın,Erkek Üzerine Özlü Sözler

Evlilik,Kadın,Erkek Üzerine Özlü Sözler

* Tanrı kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana
yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar. Ahmet Altan
* Bir kadın aynı zamanda hem sevdalı, hem anne olamaz. Andre Maurois
* Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne
istiyor? Sigmund Freud

Evlilik Mesajları, Evlenme teklifleri

Evlilik Mesajları, Evlenme teklifleri


* Beyaz güvercinler yolluyorum size buralardan, hayatınıza sevgi, mutluluk ve huzur versin diye. Ömür boyu mutluluklar dilerim.
* Evlendim ve hemen pişman oldum. Bu bir yardım mesajıdır.
* "Benimle evlenirsen seni kraliçeler gibi yaşatırım."
* "sana hayatımın pencerelerini açıyorum."
* "benimle evlenmen yaptığın en doğru seçim olacaktır."
* "çocuklarımın annesi olur musun?"
* "Benimle hayatı gögüslemeğe var mısın?"
* "Seninle sonsuza kadar elele yürümek istiyorum.Ne dersin?"