Translate

Sayfalar

28 Haziran 2011 Salı

En iyimser kadınlar Türkiye'de

Küresel bir kuruluş tarafından yapılan araştırmada, Hintli kadınların en stresli, Türk kadınlarının ise en iyimser kadınlar olduğu ortaya çıktı.
Küresel bilgi ve analiz firması Nielsen tarafından 21 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede 6500 kadın üzerinde yapılan araştırmada, Hintli kadınların yüzde 87'si çoğu zaman stresli olduklarını ve yüzde 82'si de rahatlamaya zaman bulamadıklarını söylediler. Streslerine rağmen, Hintli kadınların yüzde 96'sı fazladan paraları olsa bunu giyime, yüzde 77'si sağlık ve güzellik ürünlerine, yüzde 44'ü de ev elektronik cihazlarına yatıracaklarını belirttiler. Yüzde 74 ile Meksikalı kadınlar ikinci sırada gelirken, üçüncü sırayı yüzde 69 ile Rus kadınları aldı.
Gelişmiş ülkelerde de stresli kadınların oranı İspanya'da yüzde 66, Fransa'da yüzde 65 oldu. Amerikan kadınlarının yüzde 53'ü stresli olduklarını söylediler. Genel olarak kadınların yaşadıkları yer neresi olursa olsun annelerinden daha çok imkana sahip olduklarını düşündüklerinin ortaya çıktığı araştırmaya göre, gelişmekte olan ülkelerdeki kadınlar, kızlarının kendilerinden daha fazla şansa, gelişmiş ülkelerdekiler ise kızlarının kendileriyle aynı imkanlara sahip olacaklarını düşünüyorlar.

24 Haziran 2011 Cuma

Minyon tipli ve sarışın kadınlar risk altında

Prof. Dr. Çoğalgil, kadınları kemik erimesine karşı uyardı. İşte alınması gereken önlemler...


Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nin düzenlediği ''5000 Kadına Kemik Okulu Projesi'' kapsamındaki seminere katılan AİBÜ Tıp Fakültesi Fiziksel Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şirzat Çoğalgil, amaçlarının Bolu'da yaşayan kadınların tamamına ulaşarak, kemik testi yapmak olduğunu belirtti. Prof. Dr. Çoğalgil, proje ile ilk etapta 5 bin kadının kemik erimesi ve kemik sağlığı konusunda bilgilendirilmesini ve kemik erimesi riski olan kadınların tespit edilerek gerekli tedavilerinin yapılmasını hedeflediklerini söyledi.
Kemik erimesinin kadınlarda daha fazla görüldüğünü belirten Prof. Dr. Çoğalgil, ''Kemik erimesi 40 yaşlarındaki kadınlarda adet kesilme dönemlerinde fazla oluyor. Kemik erimesini önlemek için çocuğun doğduğu günden itibaren çok iyi beslenmesi gerekiyor. Özellikle süt ve süt ürünleri açısından iyi beslenmeli. Çocuğu da besleyecek kişi anne olacağı için annelerin çok bilinçli olması gerek. Anneyi eğitirsek gelecek kuşaklarımızda çok daha sağlıklı bir toplum elde ederiz'' diye konuştu.

23 Haziran 2011 Perşembe

Anlamasanda Olur !..: Kadına şiddet yakıcı ve bâkir

Anlamasanda Olur !..: Kadına şiddet yakıcı ve bâkir: "'Kadına şiddet yakıcı ve bâkir' Kız Doğursun Anneler adlı dosyasıyla Yunus Nadi Sosyal Bilimler Araştırma Ödülü'ne değer görülen Eray Ka..."

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

20 Haziran 2011 Pazartesi

Bireyin Düşünce Gelişiminde Aile Kavramı

Bireyin Düşünce Gelişiminde Aile Kavramı

AİLE VE AİLE YAPILARI
A)Ailenin Tanımı, Evrimi ve İşlevleri
Ailenin bütün insan toplulukları için geçerli bir tanımını
ortaya koymak oldukça güçtür. Toplumlar kendi yapılarına bağlı
olarak “Aile” kavramına farklı anlamlar yüklemektedir. Ailenin sosyal
örgütlenmenin temel birimlerinden biri hatta “toplumun temel yapısı”
olduğu gerçektir. Aile anne, baba ve bağımlı çocuklardan oluşan bir
kurumdur. Toplumsal bir kurum olan ailenin yüzyıllar süren evrimi
boyunca birçok değişim geçirdiğini aile yapısıyla birlikte akraba
ilişkilerinin, evlilik anlayışını ve genel olarak davranış
kalıplarının da değiştiği görülmektedir. İlkel toplumlardan günümüze
kadar olan evriminde “kabile, sop ya da klan” gibi iç içe

19 Haziran 2011 Pazar

Altın Fiatları Damat adaylarını tedirgin etti !

Damat adayları tedirgin

Yılbaşından bu yana yüzde 17 değer kazanan altın fiyatlarındaki artışın, yaz aylarının gelmesiyle artan düğünler öncesi hem damatları hem de ailelerini düşündürüyor.
Adana Kuyumcular Odası Başkanı Oğuz Başman, takının, Anadolu'da düğün geleneğinin vazgeçilmezleri arasında yer aldığını söyledi. Başman, gösterişin sembolü olan altının, iyi bir getiri ve tasarruf aracı olması nedeniyle de özellikle düğünlerde tercih edildiğini vurguladı.

17 Haziran 2011 Cuma

Evlilikler azaldı, boşanmalar arttı

Türkiye genelinde 2010 yılı tamamında evlenen çift sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1.53 azalarak 582 bin 715'e gerilerken, boşanan çift sayısı yüzde 3.86 artışla 118 bin 568'e yükseldi.
Kadın ve Erkek Yaşamı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010 Yılı Evlenme ve Boşanma İstatistikleri'ni açıkladı. 2007 yılından beri evlenme ve boşanma istatistiklerini Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi'ni (MERNİS) kullanarak yayımlayan TÜİK, 2010 yılından itibaren evlenme ve boşanma istatistikleri üçer aylık dönemler itibariyle yayımlamaya başladı. TÜİK, MERNİS'in dinamik bir yapıya sahip olması nedeniyle üçer aylık dönemler itibariyle açıklanan evlenme ve boşanma verileri, yıllık yayımlanacak olan haber bülteninde güncelleyeceğini bildirdi. 2010 Yılı Evlenme ve Boşanma İstatistikleri'ne göre 2010 yılında evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1.53 azalarak 582 bin 715'e düştü. Kaba evlenme hızı 2010 yılında binde 7.98 olarak gerçekleşti.

16 Haziran 2011 Perşembe

Çocukla sağlıklı tatilin ipuçları

Birçok anne baba için çocukları ile evde kalmak bile yeterince yorucu olabilirken, tatile birlikte çıkmak hayal bile edilemeyebilir. Ama yine de sizleri deniz, güneş ve güzel günlerin hayali çağırır veya memlekette büyükler sizleri ve torunlarını dört gözle bekler. Aslında bu durum tüm olumsuz yanlarına rağmen denemeye fazlasıyla değer.
Memorial Etiler Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökhan Mamur, çocuklarla sağlıklı br tatil için dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi.
Küçük çocukla tatilde beklentileriniz az, sabrınız bol olmalı

15 Haziran 2011 Çarşamba

Mutlu evliliğin sırrı

Eşinizin uyuduğuna emin olun...
Yapılan bir araştırma, mutlu bir evlilik isteyen erkeklerin eşlerinin iyi bir gece uykusu çekmelerini sağlaması gerektiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, kadınların iyi bir gece uykusu çekmemeleri durumunda ilişkide sorunlar yaşanabilir, ancak erkekler için bu durum geçerli değil.

14 Şubat Ayrılık Şarkıları Listesi - Aşk Şarkıları

Ayrılık şarkıları listesi.


JEAN- FRANCOIS MICHAEL – Adieu Jolie Candy
SEZEN AKSU – Allahaısmarladık
THE CURE – Apart
TİMUR SELÇUK – Ayrılanlar İçin
DOĞAN CANKU – Ayrılık
HANDE YENER – Ayrılık

Aşk nasıl yakalanır

Neden bazı ayrılıklar bu kadar acı oluyor, nasıl oluyor da o kişi unutulmuyor. Buna biraz daha yakından bakalım. Carl Gustav Jung’a kulak verelim. Jung her erkeğin içinde bir kadın olduğunu söyler, bu da anima’dır. Anima erkek için en önemli kadın figürünü temsil eden kollektif bilinçdışı arketipidir. Erkeği kadısı hareketlere sürükleyen bu figür aynı zamnda ilişkilerini de belirler. Jung “Her anne ve her sevgili, erkeğin içindeki derin gerçekliği oluşturan, her zaman var olan, bu öncesiz imajın taşıyıcısı olmak zorunda kalırlar” der. Bir başka deyişle erkek seçimlerini bu figüre göre yapar ve ilişkilerini buna göre yaşar.
Aynı şekilde kadının içinde de bir erkek figür olarak animus vardır. Animus, kadının erkekler dünyasında varolabilmesini sağlar. Ancak Animus, aynı erkekte olduğu gibi, kadının ilişkilerini de belirler.
Frieda Fordham, Jung Psikolojisi adlı kitabında şöyle der : “Normal yaşam sürecinde, animus bir çok erkek üzerine yansıtılacaktır. Bu yansıtılma sonucunda, kadın, erkeği kendi gördüğü biçimde, yani animus imajı biçiminde, olduğunu kabul etmektedir ve kadın için, erkeği olduğu durumuyla kabul etmek hemen hemen olanaksızdır. Bu tutum, kişisel ilişkilerde oldukça tedirginilik verebilir. Böylesi ilişkiler ancak erkek kadının kendisi üzerine ürettiği varsayımlara uygun olarak davrandığı sürece düzgün bir biçimde sürüp gider.”

♥ Aşkın "Gizemli" Yolculuğu

Aşkın "Gizemli" Yolculuğu


Aşk üzerine neler yazıldı neler çizildi... Aşkın Metafiziği’nden popüler kitaplara, ilkçağlardan günümüz kadar aşk her zaman incelenen bir konu oldu. Bu sefer de aşka biraz arketipik bakalım istedik... Arketipik diyince de eski kültürlerden almak gerekir.
Eski kültürlerde Tanıça ve Tanrı birlikteliği büyük önem taşımaktadır. Tanrıça, dünya’nın bolluk ve bereketini temsil ederken, tanrı da onun dölleyicisi, bolluk ve bereketin başlatıcısıdır. Eski kültürlerde “Hieros Gamos” (Kutsal Evlilik ya da Kutsal Birleşme) olarak kutlanan bu kutsal birleşme aslında, Dünya’nın bolluk ve bereket ritüelidir. Bu bağlamda, eski inançlar, tek eşliliği savunur ve her birleşmenin ve birlikteliğin o eski günlerde Tanrıça ve Tanrı tarafından yapılan yaratma eyleminin bir tekrarı olduğunu görür.

Bazı ilişkiler neden kötüye gider ?

Bazı ilişkiler neden yürümez?

Hoşlandığınız kişinin size uygun olup olmadığını, yol yakınken anlayabilirsiniz. Kadınlar, erkeklerin gönlünde taht kurabilmek için neler yapmalı? Mutsuz ilişkilerle vakit kaybetmemeniz için işte, burcunuza göre bazı kritik ipuçları!
Koç burcuna göre:

İlk hissinize dikkat edin; ilişkinin seyrinde de güzel günlerin sizi bekleyip beklemediğini, sizi iyi hissettiren biriyle mi yoksa tekinsiz hisler mi veriyor? Size sarılırken kollarını tutuş biçimi pek çok şeyi ortaya çıkarıyor. İlk kez tokalaştığınızdaki veya merhabalaştığınızda anlık bir hissinize bakın 3 gün sonra omzunuzda ise eli: Size sahip çıkıyor. Belinizde ise eli: Kendini size bağlı hissediyor. hiç birini yapmıyorsa!

Çiçekler Aşkı Nasıl Anlatır ?

 Çiçekler aşkı anlatıyor

Her biri ayrı bir anlam ifade eden çiçekler, önümüzdeki 14 Şubat Sevgililer Günü'nde de sevgiliye duyulan aşkın simgesi olacak.
Duyguları anlatmanın en etkili yolu çiçekler, Sevgililer Günü'nde yine değişmez hediye olarak çiçekçi dükkanlarındaki yerlerini alacak. Bu özel gün için siparişlerini şimdiden almaya başlayan çiçekçiler, hazırlıklarını sürdürüyor. En çok tercih edilen çiçeklerden gülün tane fiyatı kalitesine göre 5-12 TL arasında değişiyor.

İlk Buluşma !.. Ya, sonrası(?)..

İlk buluşma, ilişkinin kader anıdır. Onun ilk buluşmadan sora sizi aramasını istiyor musunuz? İşte ilişkinizin geleceğini garantilemenin yolları.
Karşınızdakini etkilemenin burcunuza göre adım adım ipuçları:


Koç
Eğer sevgilinizi yerinde ve zamanında reddetmesini biliyorsanız size hayran olmasının an meselesi olduğunu aklınıza yerleştirin. Onu kendinizden ne soğutacak kadar reddedin ne de sahiplenecek kadar davetkâr olun! Bu ikisinin arasındaki dengeyi kurabilmek oldukça zor, fakat imkânsız değil, işe "hayır" kelimesini kullanmak yerine "ama" ile başlayan cümleler kurarak başlarsanız başarılı olabilirsiniz. Sizin tarafınızdan reddedilen bir Koç, açık kapı kaldığı takdirde hep o kapıdan girmek isteyecektir. Zıddı olmadan reddedeceğiniz kişinin sizden vazgeçemeyeceğini bilmenizdir...

Sevgililer Günü Kartları - Sevgililer Günü Bannerleri

Sevgililer Günü Kartları - Sevgililer Günü Bannerleri

er Günü Kartları
Sevgililer Günü Kartı

Sevgililer günü için 40 romantik öneri

14 Şubat’ta sevdiğinizi sürprizlerle şımartın





1 Romantik mum yolu

Mumların romantik gücü tartışılmaz! Evinizin giriş kapısından başlayarak yatak odanıza kadar yere küçük, renkli mumlar yerleştirerek bir ‘mum yolu’ yaratın. Eşiniz yatağınızın kenarındaki son muma ulaştığında kendisini orada bekliyor olun.
2 Fotoğraf sürprizi
Birlikte çekilmiş en sevdiğiniz fotoğrafları arşivden çıkarın ve bir kolaj yapın. En güzel anlarınızdan oluşan küçük bir albüm hoş bir sürpriz olabilir.
3 Aşkınızı çizin

Sevgililer Günü - Happy Valentine's Day

Sevgililer Günü - Happy Valentine's Day

Sevgililer Günü

Her yıl 14 Şubat günü Sevgililer Günü olarak anılır.
Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda "Valentine Günü" olarak bilinir. Romantik aşk ile bağlantısı Orta Çağ'ın sonlarına doğru, o zamanki akımlardan kaynaklı oluşmuş ve zamanla dinsel özelliğini yitirmiştir. 1969 yılında dini takvimden de çıkarılarak dini anlamda kutlanması sona ermiştir.
Günümüzde, bazı toplumlarda sevgililerin birbirine hediyeler aldığı, kartlar gönderdiği özel bir gün olarak devam etmektedir. Tahminlere göre 14 Şubat günü, tüm dünyada 1 milyar civarında kart gönderilmektedir. Bunun yanı sıra hediye alımlarından kaynaklı piyasada satışlar artmaktadır.

Tarihçe
Şubat ayı Bereket Festivalleri
Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanmaktadır. Antik Yunan takvimlerinde, Ocak ayı ortası ile Şubat ayı ortasının arasında kalan zaman Gamelyon ayı olarak adlandırılmıştı ve Zeus ile Hera'nın kutsal evliliğine adanmıştı.
Antik Roma'da 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus'un onuruna, Lupercalia günü olarak kutlanmaktaydı. Bu günde, Lupercus'un din adamları tanrıya keçi kurban ederlerdi. Daha sonra kafalarının üstüne koydukları bir parça keçi derisi ile Lupercus'u simgeleyerek, Roma sokaklarında koşturup, karşılaştıkları herkese dokunurlardı. Genç kızlar gönüllü olarak ileri atılır ve bereket tanrısının dokunuşundan paylarını almaya çabalarlardı. İnanışa göre bu dokunuş sayesinde doğurganlıkları kolaylaşacaktı.

Valentine




1712 yılına ait İsveç Almanağı'nda 14 Şubat Valentine olarak belirtilmiş.

Katolik Ansiklopedisi'ne göre (1908) eski şehitler listesinde, 14 Şubat gününe kayıtlı, inancı yüzünden öldürülmüş 3 tane Aziz Valentine geçmektedir:
  • Roma'da 3. yüzyıl'ın ikinci yarısı

Burçlara göre ''seni seviyorum'' demek

Seviyorum demek çok mu zor?

Sevildiğimizi duyabilmek, başka biçimiyle de "eveti duymak " için elimizden geleni yaparız. Sonra da "bu kadar sevdiğim bir insan, bana nasıl böyle bir kötülük yapar?" diye küçücük bir haksızlığa uğradığımızda acılar içinde kıvranırız. Erkekler sevgilerini dile getirmekte neden zorlanıyorlar, hiç düşündünüz mü? Keşke, keşke... dememek için burcunuzu dinleyin.

Koç burcuna göre seni seviyorum demek
"Bana hep sevdiğini söyle!" Koç erkeğne bunu söyletmek, inişli çıkışlı bir yolda ilerlemeye benzer. Kadınlar durmadan tekrarlanmasını isterler sevgi sözcüklerinin. Koç erkeklerinin böyle bir sorunu yoktur, çünkü her aklınıza geldiğinde söylediğinden bolca duyarlar zaten. Kalbinizin yolunu izlediğinde onu 'Bay Mükemmel' olarak görebilirsiniz. Onun hakkında hiçbir şey bilmez, ama bir şekilde sizin için yaratılmış olduğunu hissedersiniz. Gerçek aşk bu mudur bilinmez, ama kalbin yolunu izlediğinizde İçgüdüler yanıltmazlar ve aşkın bu halini seçen haklı çıkar ve güzel bir ilişkiye adım atarsınız.

Eşruhlar Fenomeni

Gerçek Bir Eşruh Öyküsü > Eşruhlar Fenomeni / R.Şanal Günseli Eşruhlar Fenomeni




Her Ütopya bir gerçeğin kendini bize hatırlatmasıdır aslında. Eş ruh ütopyası da işte aynen böyle bir şey.


''Kadın ayrılmayacak erkekten ve erkek bir olacak kadınla.”

Her Ütopya bir gerçeğin kendini bize hatırlatmasıdır aslında. Eş ruh ütopyası da işte aynen böyle bir şey. Kavuşma arzusu, arayış, özlem, umut bütün bunlar var olan bir ütopyanın kanıtıdır.

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Tüm insanlık, kendi sevgi öykülerimizi yazıp, oyna...

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Tüm insanlık, kendi sevgi öykülerimizi yazıp, oyna...: "Neden sevilmek isteriz? Severiz… Nedenleri vardır belki ama biz düşünmeden, içimizden gelen bir istekle seve..."

Romantik aşkın süresi

Romantik aşkın süresinin uzun olmadığı söylenir hep. Efsanelerde üç yıl olarak anlatılan bu aşkın süresi deneyimlerimizde de çok uzun olmamıştır. Öncelikle kadın bu rolü oynamaktan yorulmaya başlar. O bir Tanrıça değildir ve günahları ve sevapları olan bir insandır, ölümlü bir varlıktır. Herkes gibi, yer içer, dışarı çıkartır, kızar ve hatalar yapar. Bu Tanrıça rolü, ilişkinin sürekliliğinin vazgeçilmezi olduğunda kadın için yorucu hatta bunaltıcı olmaya başlar. Erkek ise, karşısındaki Tanrıça’dan bir Tanrıça’ya uymayan davranışlar gördüğünde önce şaşırır, görmezliğe gelir ama sonunda o da dayanamaz hale gelir. Karşılıklı anlayış içinde çözülebilecek birçok anlaşmazlık şiddetli kavgalara dönüşebilir. En kötüsü, çiftlerden biri ayrılmayı teklif eder. Bulunan tanrısallığı kaybetme korkusu sürekli bir ayrılık ve barışma şeklinde kendini gösterir.

Sevdiğin kadar ..

İlişkiler ve Beraberlikler

İlişki ve beraberlik kelimeleri aslında aynı anlamdaymış gibi kullanılsa da pek çok açıdan farklı anlamlar taşıyan sözcüklerdir. İlişki her zaman bir cinsiyet içermez ama beraberlik dediğimizde ilk akla gelen hemen her zaman karşı cins olur.

Beraberlik daha çok kadın ve erkek ilişkisini içerir.Ama ilişki için aynı şey söz konusu değildir.İş ilişkisi,arkadaşlık ilişkisi, kardeş ilişkisi,ebeveyn ilişkisi gibi pek çok ilişkiden bahsedebiliriz.Oysa arkadaşlık beraberliği ya da iş beraberliğinden söz edemeyiz.Bu anlamda beraberlikler daha çok kadın erkek birlikteliğini çağrıştırır.

Animasını annesinden kurtaran erkek

Animasını annesinden kurtaran erkek, gerçekten bu yeni duruma alışabilmiş değildir. Eski kalıpları terketmesi ona tanınmadık, bilinmedik, farklı bir anima sunmaktadır. Oysa erkek buna çok yabancıdır. Bir Terra Incognita olan bu anima erkeğin aslında aradığı sevgiliyi “deneme yanılma” yöntemi ile de bulmasına neden olur. Erkek karşısına çıkan ve onu etkileyen kadına Anima figürünü yüklemeye çok heveslidir. Bu bilinemeyen gizemli Anima, aynı zamanda tanrısal bütün özellikleri de üzerinde taşımakta, bir Tanrıça gibi gözükmektedir. Bu gizem perdesi daha kalkmadığından erkek içindeki bütün tanrısallığı bu Tanrıça’ya yükler, dolayısıyla yeni sevgilisi bu sıradışı nitelendirmeden payını alır. Erkeğin gözünde artık bu bir Tanrıça’dır ve erkeğin davranışları bu yönde gözükür.
Johnson (We, Romantik Aşkın Psikolojisi, 1993) bunu çok iyi tanımlar:

Enerjimizi Tüketen Kıskançlık

Kıskançlık

Aslında bütün dünya kıskanç da diyebiliriz. Doğduğumuz anda öyle bir dünyaya gözlerimizi açıyoruz ki hayatın kendisi bile rekabet üzerine kurulmuş.
Annesinin karnında kendisini dünyanın merkezi zannederek büyüyen bebek doğduktan bir süre sonra anlıyor ki aslında tek değil.Başkaları da var.Hatta öncelikle baba denilen bir varlık var ve annesinin sevgisine ortak.İlk çekişme ve kıskançlık burada başlıyor.Çocuk önce babasını annesinden ya da annesini babasından kıskanıyor

Güven ya da Güvensizlik

İnsanlar arasındaki ilişkilerde en temel duygu güvendir. Güvendiğimiz insanları severiz,saygı duyarız.Güven varsa en gizli sırlarımızı açabiliriz.

Güven duygusuyla her tür işbirliğine açık oluruz.Bu açıdan insanların yemek,içmek gibi fizyolojik ihtiyaçlarıyla beraber hayati önem taşıyan en önemli gereksiniminin güven duygusu olduğunu söyleyebiliriz.

8 Haziran 2011 Çarşamba

Bir Çöplüğe Bakar Öyküdür

Bir Çöplüğe Bakar Öyküdür
Zeyyat Selimoğlu


Babacığım çöplüğü göster bana, dedi çocuk.
Baba oğul anayolda yan yana yürüyorlardı; ana yoktu artık, ana geçmişten güzel bir anıydı, o kadar.
Babacığım bana söz vermiştin, dedi çocuk yemden çöplüğü gösterecektin bana.
Sağ yanlarında her türdün kısa bitki ve kır çiçeklerinin arasından açılmış toprak bir yol, öteye doğru uzanıyordu; ötenin daha da ötesine deniz olanca genişliğiyle yerleşmişti. Bütün çevre çamlarla, fundalıklarla, otlarla kaplıydı; çöp kamyonlarının gide gele açtığı toprak yol, buraya yabancıydı aslında, yerini şaşırmış, apışıp kalmış gibiydi: Bir vücude sonradan takılmış protez bir kol ya da bacak!

5 Haziran 2011 Pazar

Eşler Arasındaki İletişim

Evlilikler,bilindiği gibi bir hayatı birlikte sürdürmek ve hayatın sorumluluklarını paylaşmak amacıyla kurulur. Aslında olayın güdüler kısmını düşündüğümüzde asıl amaç soyun devamını sağlamaktır ve bu yolla nesilden nesile yaşam sürdürülmektedir.

Eşler Arasındaki İletişim
Toplumsal amacı yönünden bakıldığında evlilik, klasik tabiriyle acı tatlı pek çok olayın yaşanabileceği ve böyle anlarda da yanı başında elini uzatabileceği bir eş bulmayı ummanın diğer adıdır. Evlilik gibi hem toplumsal hem de bireysel bir ilişkide bir çok açıdan farklı paylaşımlar vardır. Ancak her şeyin öncesinde ve temelinde olan en önemli konu ise eşler arasındaki iletişimdir.

Güven ya da Güvensizlik


İnsanlar arasındaki ilişkilerde en temel duygu güvendir. Güvendiğimiz insanları severiz,saygı duyarız.Güven varsa en gizli sırlarımızı açabiliriz.
Güven ya da Güvensizlik
Güven duygusuyla her tür işbirliğine açık oluruz.Bu açıdan insanların yemek,içmek  gibi fizyolojik ihtiyaçlarıyla beraber hayati önem taşıyan en önemli gereksiniminin güven duygusu olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak böylesine önemli bir ihtiyaç olan bu duyguyla ilgili hep sorunlar yaşarız.Ya çok kolay güven duyarız ya da yoğun güvensizlikler yaşarız.Her iki halde de etkenler  farklıdır ve kökenini çocuklukta aramak gerekir.
Sağlıklı bir ailenin çocuğa kazandırdığı ilk temel duygu da budur.Doğduğu andan itibaren bir bebek annesinin kokusunda,sesinde güven arar.Her ağladığı anda ihtiyaçlarına cevap verilen, sevildiğini ve değer verildiğini bilerek büyüyen çocuklar özgüven duygusu yüksek bireyler olarak yetişirler.Çocuğun ailede gördüğü kabul,ona verilen sorumluluk,ahlaki değerler ve duyulan güven,çevresiyle dengeli ilişkiler kurma becerisi kazanmış, kendine güvenli bir yetişkin olarak toplum içinde yer almasını sağlar.Bireyin doğumla getirdiği mizaç özellikleri sağlıklı ve dengeli bir aile yapısı içinde şekillenir.Onu diğer insanlardan ayıran temel karakteri olur.
  • Otoriter,baskıcı ve aşırı kuralcı
  • Mükemmeliyetçi

Enerjimizi Tüketen Kıskançlık

Kıskançlık

Aslında bütün dünya kıskanç da diyebiliriz. Doğduğumuz anda öyle bir dünyaya gözlerimizi açıyoruz ki hayatın kendisi bile rekabet üzerine kurulmuş.
Annesinin karnında kendisini dünyanın merkezi zannederek büyüyen bebek doğduktan bir süre sonra anlıyor ki aslında tek değil.Başkaları da var.Hatta öncelikle baba denilen bir varlık var ve annesinin sevgisine ortak.İlk çekişme ve kıskançlık burada başlıyor.Çocuk önce babasını annesinden ya da annesini babasından kıskanıyor

İlişkiler ve Beraberlikler

İlişki ve beraberlik kelimeleri aslında aynı anlamdaymış gibi kullanılsa da pek çok açıdan farklı anlamlar taşıyan sözcüklerdir. İlişki her zaman bir cinsiyet içermez ama beraberlik dediğimizde ilk akla gelen hemen her zaman karşı cins olur.

Beraberlik daha çok kadın ve erkek ilişkisini içerir.Ama ilişki için aynı şey söz konusu değildir.İş ilişkisi,arkadaşlık ilişkisi, kardeş ilişkisi,ebeveyn ilişkisi gibi pek çok ilişkiden bahsedebiliriz.Oysa arkadaşlık beraberliği ya da iş beraberliğinden söz edemeyiz.Bu anlamda beraberlikler daha çok kadın erkek birlikteliğini çağrıştırır.