Hangi dans hareketleri kadınlara çekici geliyor?
Erkeklerin hangi dans hareketlerinin kadınlara çekici geldiği anlaşıldı.
İngiltere'nin Northumbria Üniversitesi'nden psikologlar, 18-35 yaşındaki 19 gönüllüyü basit bir ritmde dans ederken üç boyutlu kameralarla filme aldı. Hareketler, dans eden erkeklerin fiziksel özelliklerinden etkilenilmemesi için sanal ortama aktarıldı ve 37 kadına izletildi. Kadınlardan "iyi ve kötü dansçıları" belirlemeleri istendi. Kadınlar, "iyi dansçıları" özellikle kıvrak, yumuşak boyun ve gövde hareketleri yapanlar arasından seçti. Bu seçimde, erkeklerin sol omuz ve bileğinin hareketleri ile sağ dizinin hızı da etkili oldu.
27 Nisan 2011 Çarşamba
Güzel kadının sırrı
Güzel kadının sırrı
60 finalisti inceleyen bilim adamları güzel kadınların özelliklerini özel bir sistemle sıraladı mutlu ol.... İtalya’da yapılacak Miss Italia güzellik yarışmasında finale kalan 60 finalisti inceleyen bilim adamları güzel kadınların özelliklerini özel bir sistemle sıraladı.
3 boyutlu sistemle katılımcıları inceleyen bilim adamları “ufak burun, kalın üst dudak ve çıkık elmacık kemiklerine sahip kadınların yarışmada şansı var” açıklamasını yaptı.
60 finalisti inceleyen bilim adamları güzel kadınların özelliklerini özel bir sistemle sıraladı mutlu ol.... İtalya’da yapılacak Miss Italia güzellik yarışmasında finale kalan 60 finalisti inceleyen bilim adamları güzel kadınların özelliklerini özel bir sistemle sıraladı.
3 boyutlu sistemle katılımcıları inceleyen bilim adamları “ufak burun, kalın üst dudak ve çıkık elmacık kemiklerine sahip kadınların yarışmada şansı var” açıklamasını yaptı.
iletişim,ilişkiler,farkındalık,kadın,erkek
güzel,
güzel kadınlar,
kadının,
sırrı
Kutsallarla Kadına Düşünmeyi Bıraktırdılar
Kadınlar bağlarını kaybetmediler, kadınların tinle hala doğrudan doğruya bağlantıları var. Sadece bunun nasıl kullanılacağını unuttular, ya da daha doğrusu, erkeklerin bu bağlantıya hiç sahip olamama durumunu taklit ettiler. Binlerce yıl erkekler kadınların bu bağlantıyı
iletişim,ilişkiler,farkındalık,kadın,erkek
bıraktırdılar,
düşünmeyi,
kadına,
kutsal,
kutsallarla
Kadınlar erkeklerden ne ister?
Kadınlar erkeklerden ne ister?
Kadınların ilişkilerinde beklentileri aslında düşünüldüğü kadar fazla ve zor değil: Saygı, seks, romantizm, iletişim ve güven. Sürprizlerle, çiçeklerle dolu bir yaşam... İşte kadınların istedikleri?
Koç burcu kadını ne ister?
Erkeğine güvenmek isterler. Erkeğin fiziksel gücünün duygusal bir koruma kalkanı da oluşturmasını beklerler. Erkek bu konuda güçlü, güvenilir olmalıdır. Bozulmuş ilişkileri konusunda süre bekliyorlarsa, yalnız kalmak ve düşünmek istiyorlarsa, bu bir tehlike demektir. Çoğu zaman ilişkisinde süre isteyen kadın, geri dönmeyecektir Yinede bu güzellik ömrü boyunca kalsın ister. İlk öpüşme yıldönümünün de unutulmamasını ister.
Boğa burcu kadını ne ister?
Kadınların ilişkilerinde beklentileri aslında düşünüldüğü kadar fazla ve zor değil: Saygı, seks, romantizm, iletişim ve güven. Sürprizlerle, çiçeklerle dolu bir yaşam... İşte kadınların istedikleri?
Koç burcu kadını ne ister?
Erkeğine güvenmek isterler. Erkeğin fiziksel gücünün duygusal bir koruma kalkanı da oluşturmasını beklerler. Erkek bu konuda güçlü, güvenilir olmalıdır. Bozulmuş ilişkileri konusunda süre bekliyorlarsa, yalnız kalmak ve düşünmek istiyorlarsa, bu bir tehlike demektir. Çoğu zaman ilişkisinde süre isteyen kadın, geri dönmeyecektir Yinede bu güzellik ömrü boyunca kalsın ister. İlk öpüşme yıldönümünün de unutulmamasını ister.
Boğa burcu kadını ne ister?
iletişim,ilişkiler,farkındalık,kadın,erkek
burçlar,
dünya kadınlar günü,
erkeklerden,
ister
Çalışan kadınlar erkek hegamonyasından yakınıyor
Çalışan kadınlar erkek hegamonyasından yakınıyor
Türk Eğitim-Sen'in anketine göre, çalışan kadınların toplumsal hayatta karşılaştıkların sorunlar başından ''erkek hegamonyası'' geliyor.
Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ''Çalışan Kadınların Sorunları'' konulu bir anket çalışma düzenledi. Sendikadan yapılan açıklamaya göre, İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Trabzon, Erzurum, Eskişehir, Antalya, Diyarbakır, Van ve Kayseri il merkezlerinde Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatı,
Türk Eğitim-Sen'in anketine göre, çalışan kadınların toplumsal hayatta karşılaştıkların sorunlar başından ''erkek hegamonyası'' geliyor.
Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ''Çalışan Kadınların Sorunları'' konulu bir anket çalışma düzenledi. Sendikadan yapılan açıklamaya göre, İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Trabzon, Erzurum, Eskişehir, Antalya, Diyarbakır, Van ve Kayseri il merkezlerinde Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatı,
iletişim,ilişkiler,farkındalık,kadın,erkek
çalışan,
erkek,
hegamonyasından,
kadınlar,
yakınıyor
Kadına yönelik şiddetin nedenleri - Şiddetin kadın üzerindeki etkileri
Kadına yönelik şiddetin nedenleri
Erkeklerin kadınlara şiddet uygulama nedenleri psikolojik, biyolojik, sosyolojik açıdan incelendiğinde şiddet ve saldırganlığın nedenlerine benzer açıklamalar yapılmaktadır. Psikolojik açıdan bakıldığında, temel bir iç güdü olarak kabul edilen saldırganlık, başarı ve üstünlük sağlamakta ve erkeklerde olumlu bir güç olarak cesaret, güçlü olma, enerji, ataklık, vs anlamına gelmektedir. Psikoanalitik teori toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili beklentileri artırıcı etki yaparken, kadın saldırganlığını olumsuz karşılamakta, saldırgan kadınları düşmanca duygular içinde ve kavgacı kişiler olarak değerlendirmektedir.
Erkeklerin kadınlara şiddet uygulama nedenleri psikolojik, biyolojik, sosyolojik açıdan incelendiğinde şiddet ve saldırganlığın nedenlerine benzer açıklamalar yapılmaktadır. Psikolojik açıdan bakıldığında, temel bir iç güdü olarak kabul edilen saldırganlık, başarı ve üstünlük sağlamakta ve erkeklerde olumlu bir güç olarak cesaret, güçlü olma, enerji, ataklık, vs anlamına gelmektedir. Psikoanalitik teori toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili beklentileri artırıcı etki yaparken, kadın saldırganlığını olumsuz karşılamakta, saldırgan kadınları düşmanca duygular içinde ve kavgacı kişiler olarak değerlendirmektedir.
Şiddet eğilimi gösteren erkek tipleri ..
Şiddet eğilimini hangi erkek gösterir?
Hangi erkeğin şiddet eğilimi göstereceğinin formülü verilemez. İnsan yapısı ile karmaşık bir yaratıktır. Özellikle yetişme koşulları gereği üstün bir cins olarak yetiştirilen erkete şiddet eğilimlerinin varlığı yapılan tüm araştırmalar ortaya koyuyor. Konumuz gereği yalnızca bu konuya kısa başlıklar altında değinerek geçeceğiz. Genelde şiddet eğilimi gösteren erkeklerde görülen bazı ortak özellikler şunlardır:
Düşük benlik saygısına sahiptir.
Sıklıkla terk edilme, kayıplar, yardımsızlık, bağımlılık, güvenlik duygusunda azalma, mahremiyet ile ilgili sorunlar yaşamaktadır.
Kişilik bozukluğu tanısı alanlara sık rastlanmaktadır.
Engellenmeye karşı düşük tolerans gösterirler (kolayca sükunetini kaybeder)
İstismar ve şiddetin bulunduğu ailelerde büyümüşlerdir.
Kendi davranışları ile ilgili inkar, küçümseme, iddiacı ve yalana yönelme şeklinde bir tutum içindedirler.
Şiddet konusundaki görüşlerine bütün dünyanın katıldığını ve şiddetin günlük hayatla bahşetme yollarından biri olduğu düşüncesindedirler.
Empati yapma yeteneği zayıftır.
Kadın ve erkek davranışları konusunda katıdırlar (cinsiyet rolleri).
Sıklıkla kendisini “özel” olarak görmekte, koruyucu ve bakım verici olarak özel ilgiye hakkı olduğunu düşünmektedir.
Madde bağımlılığı sık görülmektedir.
Anormal düzeyde kıskançtır (örneğin, birlikte olduğu kişinin sürekli kendisiyle birlikte olmasını veya nereye giderse gitsin, haber vermesini bekler)
Elbette günümüzde erkeğin şiddete eğilimin tarihsel bir gelişim seyri vardır. Örneğin eski Roma’da erkekler eşlerini dövebilir, boşayabilir, zina, toplum içinde sarhoşluk ya da halka açık oyunlara gitmek gibi nedenlerle öldürme hakkına sahipti. 1700’lü yıllarda İngiltere’de yasalar kocaya doğru yoldan ayrılan karısını fiziksel olarak cezalandırma hakkını vermekteydi. Bu uygulama 19 yüzyılda ABD’de yapılmıştır. Kadının aşağılanması, güçler arasındaki eşitsizlik, kadının mal olarak görülmesi, cinsiyetçi rollerin dayatılması, erkeğin saldırgan davranışlarına onay verilmesi kadının ikinci sınıf insan sayılması ve dominant erkeğe bağımlığın sürmesini sağlamaktadır. Güç eşitsizliği ve “aile meseleleri” nin karışılmaması gereken özel hayat sayılmasının yanında sağlık ve adalet sisteminde görev yapanlar da 1960’lı yıllara kadar kadına yönelik şiddeti görmezden gelmiştir. 1970’li yıllardaki kadın hareketi kadının toplumda yaşadığı her türlü şiddete dikkat çekilmesini sağlamıştır.
Hangi erkeğin şiddet eğilimi göstereceğinin formülü verilemez. İnsan yapısı ile karmaşık bir yaratıktır. Özellikle yetişme koşulları gereği üstün bir cins olarak yetiştirilen erkete şiddet eğilimlerinin varlığı yapılan tüm araştırmalar ortaya koyuyor. Konumuz gereği yalnızca bu konuya kısa başlıklar altında değinerek geçeceğiz. Genelde şiddet eğilimi gösteren erkeklerde görülen bazı ortak özellikler şunlardır:
Düşük benlik saygısına sahiptir.
Sıklıkla terk edilme, kayıplar, yardımsızlık, bağımlılık, güvenlik duygusunda azalma, mahremiyet ile ilgili sorunlar yaşamaktadır.
Kişilik bozukluğu tanısı alanlara sık rastlanmaktadır.
Engellenmeye karşı düşük tolerans gösterirler (kolayca sükunetini kaybeder)
İstismar ve şiddetin bulunduğu ailelerde büyümüşlerdir.
Kendi davranışları ile ilgili inkar, küçümseme, iddiacı ve yalana yönelme şeklinde bir tutum içindedirler.
Şiddet konusundaki görüşlerine bütün dünyanın katıldığını ve şiddetin günlük hayatla bahşetme yollarından biri olduğu düşüncesindedirler.
Empati yapma yeteneği zayıftır.
Kadın ve erkek davranışları konusunda katıdırlar (cinsiyet rolleri).
Sıklıkla kendisini “özel” olarak görmekte, koruyucu ve bakım verici olarak özel ilgiye hakkı olduğunu düşünmektedir.
Madde bağımlılığı sık görülmektedir.
Anormal düzeyde kıskançtır (örneğin, birlikte olduğu kişinin sürekli kendisiyle birlikte olmasını veya nereye giderse gitsin, haber vermesini bekler)
Elbette günümüzde erkeğin şiddete eğilimin tarihsel bir gelişim seyri vardır. Örneğin eski Roma’da erkekler eşlerini dövebilir, boşayabilir, zina, toplum içinde sarhoşluk ya da halka açık oyunlara gitmek gibi nedenlerle öldürme hakkına sahipti. 1700’lü yıllarda İngiltere’de yasalar kocaya doğru yoldan ayrılan karısını fiziksel olarak cezalandırma hakkını vermekteydi. Bu uygulama 19 yüzyılda ABD’de yapılmıştır. Kadının aşağılanması, güçler arasındaki eşitsizlik, kadının mal olarak görülmesi, cinsiyetçi rollerin dayatılması, erkeğin saldırgan davranışlarına onay verilmesi kadının ikinci sınıf insan sayılması ve dominant erkeğe bağımlığın sürmesini sağlamaktadır. Güç eşitsizliği ve “aile meseleleri” nin karışılmaması gereken özel hayat sayılmasının yanında sağlık ve adalet sisteminde görev yapanlar da 1960’lı yıllara kadar kadına yönelik şiddeti görmezden gelmiştir. 1970’li yıllardaki kadın hareketi kadının toplumda yaşadığı her türlü şiddete dikkat çekilmesini sağlamıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)