Translate

Sayfalar

İzleyiciler

6 Aralık 2025 Cumartesi

Sağlıklı ilişki işaretleri nelerdir?


Sağlıklı bir ilişki, içinde sürekli “acaba?” diye sormadığın,

kendini sürekli kanıtlamak zorunda hissetmediğin,
nefesini tuttuğun değil, derin derin alabildiğin bir yerdir.
İşte gerçekten sağlıklı bir ilişkinin 15 somut, yalansız işareti.
Bunlardan en az 12-13’ü varsa, tebrikler, doğru limandasın.

  1. Kendin gibi davranıyorsun
    En kötü gününde bile “bunu görse benden soğur” korkusu yok.
    Ağlak, öfkeli, sessiz, saçma, komik… hepsi kabul.
  2. “Hayır” dediğinde sevgi azalmıyor
    Canı istemediğinde, yorgunken, yalnız kalmak istediğinde “hayır”

Sağlıklı ilişki onarma teknikleri


İlişki kırıldığında onarmak mümkün, ama “eski haline döndürmek” değil;

daha sağlam, daha dürüst, daha “biz” bir hale getirmek mümkün.
İşte gerçekten işe yarayan, yıllardır hem kendi hayatımda hem başkalarının hayatında defalarca test edilmiş onarma teknikleri:
  1. Önce kendi payını sahiplen (ilk ve en zor adım)
    Karşı tarafı suçlamadan önce kendine sor:
    “Bu kırılmada benim % kaçım var?”
    %1 bile olsa önce onu söyle:
    “Sana yalan söylediğim için çok özür dilerim. Bu sana kendimi değersiz hissettirdi, haklısın.”
    Kendi payını sahiplendiğinde karşı tarafın savunması anında düşer.

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Sağlıklı ilişki sınırları

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Sağlıklı ilişki sınırları: Sağlıklı ilişki sınırları, “ben” ile “sen”in birbirine karışmadan yan yana durabildiği o ince, canlı çizgidir. Ne duvar örmektir ne de kapıl...

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: İlişkilerde gerçek yakınlık nasıl kurulur?

Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: İlişkilerde gerçek yakınlık nasıl kurulur?: İlişkilerde gerçek yakınlık kurmak, iki insanın birbirine “tamamen açılmak” değil, birbirinin açılmasına alan bırakmaktır. Gerçek yakınlık, ...

13 Kasım 2025 Perşembe

Romantik İlişkilerde Aldatma:

Romantik İlişkilerde Aldatma: Güvenin Kırılıp Yeniden İnşa Edildiği Yol Nedir?

Aldatma,
her çiftin kendi “kırmızı çizgileri”ne göre şekillenen bir güven ihlalidir. Kimi için fiziksel temas, kimi için gizli mesajlaşma, kimi içinse duygusal sır paylaşımı aldatmadır. Ortak nokta: “Beni dışarda bıraktın” hissi.
Neden?Bağlanma kuramı der ki:
  • Kaçınmacı bağlananlar yakınlıktan korkar → aldatma “mesafe

24 Ekim 2025 Cuma

"Bir ara görüşelim!"

"Bir ara görüşelim!"

Bu söz, yetişkin arkadaşlıklarında sıkça duyduğumuz, samimi ama bir o kadar da belirsiz bir ifade. Muhtemelen sizin de bu cümleyi ara sıra kurduğunuz ya da duyduğunuz bir dostluğunuz vardır.
İyi niyetle söylense de, iş, aile, ev işleri ve hiç bitmeyen sorumluluklar arasında bu buluşma planları çoğu zaman bir organizasyon kaosuna dönüşebilir. Gerçekten görüşmek istesek de, bu niyeti eyleme dökmek bazen zorlaşır ve o arkadaşlarla geçirdiğimiz zaman giderek azalır.


Araştırmalar, arkadaşlıkların zamanla zayıflamasının nedenlerini açıklıyor: Her yedi yılda bir, arkadaşlarımızın yaklaşık yarısıyla bağlarımız kopuyor. Bunun sebebi, bu kişilerle aniden uyumsuz hale gelmemiz değil;

14 Mayıs 2025 Çarşamba

Aşk, biyolojik bir tepki mi, yoksa daha derin bir şey mi?

Aşk: Biyolojinin Dansı, Ruhun Şarkısı





Aşk, insanlığın en kadim ve en karmaşık hikayelerinden biridir; ne yalnızca bir kimyasal reaksiyon ne de saf bir manevi yükseliş. O, bedenin ritmiyle ruhun melodisinin buluştuğu bir dans, hem geçici hem ebedi bir an. Peki,

“Erkekler güçlü olmak zorundadır” klişesi…

Bu söylem, sosyal medyada sıkça yanlış anlaşılıyor. Çoğu insan bunu “Güçlü olmak zorunda mıyız, biz de insanız!” diye algılıyor ve isyan bayrağını çekiyor. Ama mesele bu değil. Asıl nokta, güçsüzlüklerinizi kime, ne zaman ve nasıl gösterdiğinizle ilgili. Güçsüzlük, utanılacak bir şey değil; aksine, insan olmanın doğal bir parçası.
Ancak bu zayıflıkları herkesle, özellikle de sevgilinizle veya potansiyel bir partnerle paylaşmak, çoğu zaman size zarar verebilir. Neden mi? Çünkü bu, bir geri bildirim döngüsü meselesi: Zayıflığınızı fark edin, kabul edin, üzerinde çalışın ve gelişin. Ama bunu yaparken, zayıflıklarınızı bir sır gibi ortalığa saçmak yerine, yalnızca gerçekten güvendiğiniz aile ve yakın dostlarınızla paylaşın. Çünkü ne yazık ki, dışarıdaki dünya –evet, buna partneriniz de dahil– her zaman sizin dostunuz olmayabilir. Zayıflıklarınızı öğrenenler, ileride bunu size karşı kullanabilir.

Özellikle romantik ilişkilerde bu durum daha kritik. Sevgili adayınıza ya da partnerinize zayıflıklarınızı açtığınızda, ilk başta empatiyle karşılaşabilirsiniz. Ama uzun vadede, bu durum karşınızdaki kişinin size duyduğu arzuyu azaltabilir. Kadınlar (veya genel olarak partnerler), bilinçli ya da bilinçsiz, kendilerini ve geleceklerini güvende hissettirecek, sağlam bir duruşu olan insanlara çekilir. Eğer siz sürekli destek arayan, zayıflıklarını öne çıkaran biri olursanız, partnerinizin zihninde “Bu kişi beni ve belki bir gün ailemizi koruyabilir mi?” sorusu yankılanmaya başlar. Bu, biyolojik ve evrimsel bir eğilimdir; tamamen bilinçli bir tercih olmayabilir, ama gerçek.




Toplumsal cinsiyet kuramları, “Erkekler ağlamaz” ya da “Erkekler güçlü olmalı” gibi söylemlerin toplumun dayattığı yapay kalıplar olduğunu savunur. Bu görüşe göre, bu tür beklentilerin biyolojik bir temeli yoktur. Ancak son yıllarda yapılan geniş çaplı meta-