Umut etmek, tek başına ıssız bir koyda beklemek gibidir. Hayal ettiğin, gerçekleşmesini istediğin şey ister yakın ister uzak olsun, isterse tamamen belirsiz olsun yine de bu koyda uzaklara bakarken bulursun kendini. Gözünün gördüğü kadar uzağa bakar haberin nereden geleceğini anlamaya çalışırsın.
Umut etmek, tek başına ıssız bir koyda beklemek gibidir.
Meydandaki çeşmenin önünde bekleyen bir delikanlı. Heyecanlı gözüküyor. Belli ki birisini bekliyor. Belki de özel biridir beklediği. Montu elinde, çantası yerde duruyor. Buluşma noktasına biraz erken gelmiş gibi. Kalbi hızla çarpıyor, yerinde duramıyor. Karşıdan gelen