Sosyal Statü ve Güzellik İdealleri İle İlişkili Olarak Kadın Giyiminin Analizi by Sarah Andrews
Eğer kadın, erkeğin ideal güzellik anlayışını kendi algısına dayanarak geliştirmesinde, onu hayallerine göre şekillendirmesinde pasif insan kili rolüyle yetinip yeterli anlayışı gösterseydi, herşey daha iyi olabilirdi. –Bram Dijkstra
Feminen biçim, kadın modasının şablonu olarak sunulmuştur. Ancak, çoğunlukla vücut, toplumun giysi stilini çizebileceği bir tuvalden ziyade, parçalara ayrılmış ve yeniden şekil verilebilir kil muamelesi görmüştür. Bu bozukluk, güzellik idealinin doğal vücut ile uyuşmamasından kaynaklanıyor. Bu toplumsal standartların, kadınların modanın önünde boyun eğmesini sağlaması ise vücut şeklinin tam da kendisini yeni ve doğal olmayan çizgilere dönüştürüyor. Bu trendin eğilimleştirilmesi dişi vücudunun fonksiyonunun engellenmesini ve feminen biçimin nesneleştirilip cinselleştirilmesine neden olmaktadır.
Bu yazı, moda tarafından, Yunan, Rönesans, 19. yüzyıl ve günümüzü kapsayan dört ana dönemde yaratılan, biçimin estetiği, vücudu kalıplayan iç çamaşırlar ve kostümler, ve, biçim ve fonksiyon hakkındaki toplumsal gizli anlamlara odaklanacak, kostümün feminen biçimi pohpohlamak için sunulmadığını, dahası onun değiştirilmesi ve işlevsizce sunulmasının kadınların nesneleştirilmesi ile sonuçlandığını belirterek sonlanacaktır.
Toplum modaya uygun giyim söylemlerini uzun zamandır dikte etmiştir. Penny Storm Giysinin İşlevleri adlı kitabında modaya uygun giysiyi tanımlıyor: “Modaya uygun giysiler, rahatça uyum sağlamamıza ve kendimizi güvenli bir biçimde ayrımlaştırırken tümleşmiş hissetmemize ve rahatça uyum sağlamamıza izin verirler”(Storm,331). Toplumun giysiye ilişkin buyrukları, sosyal statüyü doğrudan kontrol ettikleri veya etkiledikleri sürece büyük öneme sahiptir. Storm, ayrıca erkek giyiminin toplumsal ortamda kadınlarınkinden daha az önemli bulunduğunu öne sürmüştür(110). Tarihe göre, kadın kendine çeki düzen vermek için modayı kullanmakta daha avantajlı konumdadır.
Elbiseler, bir dönemde ve çevrede yükselen sanat biçimini temsil ederler (Broby-Johansen, 5). Parametreler her toplumda feminen biçimin çizgilerini, güzellik idaeline daha iyi oturabilmesi için sürekli değiştirir. İnsanoğlu uzun zamandan beri güzelliği derin bir şekilde değerlendirmiştir. George Santayana “Tabiatımızda güzelliği gözlemlemek ve onu değerli kılmak için yaygın bir eğilimin olması gerekiyor. Hiç bir zihin ilkesi açıklaması bu dikkat çekici duyumu umursamamakta yeterli değildir ” diyor (Etcoff, 2). İnsan güzelliğin peşinden sadece ona sahip olmak için değil, aynı zaman da onu kontrol etmek için koşmuştur. Bundan dolayı toplum bir güzellik standardı yaratmıştır. Bu ideal, yargılananlar tarafından standart olarak ileri sürülmüştür. Tarihin her aşamasında, moda dünyasında farklılaşan estetik, popüleritenin içine ve dışına taşınmıştır.
Aristo fiziksel güzelliğe olan arzuya vurgu yapar. “Güzellik pek çok tavsiye mektubundan daha büyük bir tavsiyedir” der (Etcoff, 30). İdeal fiziksel güzellik henüz vücut bulmamıştır ve insanların onun için uğraşmaları da henüz son bulmamıştır. Bedensel güzellik uzun zamandır ruhani güzellikle eşit sayılmıştır. Sappho “Güzel olan iyidir” diye yazmıştır(40). Bu durumda bireylerin kendilerini ait oldukları toplumun ideal güzellik imgesine mümkün olduğunca yakın tutmaya çalışmaları onlar için avantajlıdır.
Kadınlar tarih boyunca bedenlerinin doğal hatlarından onları önemli bir biçimde ayıran pek çok farklı kalıplara yerleştirilmiştir. Elbiselerinin altındaki görülmemiş olan suçludur: fondöten görevi gören, kostümlerin hareketsiz kaldığı, iç çamaşırlar. Yünden demire çeşitli materyalleri kullanarak toplum, canlı bedeni donuk, işlevsiz bir güzellik ideali olarak heykelleştirmiştir. Moda dünyası, fiziksel görünüşün üstesinden gelinmesi için, kadınların üzerine yerleştirilmiş değer ve toplum idealleri göstergesi olarak hizmet eder.
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası * İletişim * motivasyon * Evlilik -- erkekçe, kadınca
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kadın Dünyası * Erkek Dünyası Evlilik -- erkekçe, kadınca