Translate

Sayfalar

İzleyiciler

30 Nisan 2011 Cumartesi

Dünyanın İlk Aşk Mektubu

Dünyanın İlk Aşk Mektubu

Philadelphia Üniversitesi profesörlerinden Hilprecht, 1889 1900 yılları arasında Mezopotamya'nın Niffer Vadisi'nde bir kazı yaptı. Bu arada topraktan çıkarılan önemli bir vesika, içeriğinin ne olduğu bilinmeyen çivi yazısı ile yazılmış diğer binlerce levha ile birlikte, kazı yapılan yerin sahibi olan Osmanlı Hükümeti'ne teslim edildi. 70 bin levhanın içine sıkışmış bulunan bu tarihi vesika; 58 yıl sonra, dünyaca ünlü Sümerolog Muazzez Çığ ve Hatice Kızılay tarafından ele alındı. Bu taş levha üzerindeki yazının ne anlam içerdiği çözülünce, uzmanlar hayretler içinde kaldılar. Çünkü bu taş levha, dünyanın ilk aşk mektubuydu. Hem de Sümer Medeniyeti'nin en büyük kral ve kraliçesinin aşkını anlatan bir mektup...

Bazı ilişkiler neden yürümez?

Bazı ilişkiler neden yürümez?

Hoşlandığınız kişinin size uygun olup olmadığını, yol yakınken anlayabilirsiniz. Kadınlar, erkeklerin gönlünde taht kurabilmek için neler yapmalı? Mutsuz ilişkilerle vakit kaybetmemeniz için işte, burcunuza göre bazı kritik ipuçları!
Koç burcuna göre:

İlk hissinize dikkat edin; ilişkinin seyrinde de güzel günlerin sizi bekleyip beklemediğini, sizi iyi hissettiren biriyle mi yoksa tekinsiz hisler mi veriyor? Size sarılırken kollarını tutuş biçimi pek çok şeyi ortaya çıkarıyor. İlk kez tokalaştığınızdaki veya merhabalaştığınızda anlık bir hissinize bakın 3 gün sonra omzunuzda ise eli: Size sahip çıkıyor. Belinizde ise eli: Kendini size bağlı hissediyor. hiç birini yapmıyorsa!

Boğa burcuna göre:

Ona Kendi Gerçeğinizi anlatmak (?)..

Karşınızdaki ile iletişim kurarken onun farkındalığını anlayarak ona yönelin ve onun anlayacağı şekilde kendi gerçeğinizi açıklayın. Hisleri, düşünceleri ve farkındalıklarımızı açıklamaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var bu dönemde… Aslında hep vardı, şimdi bunu keşfediyoruz… Hayal kırıklığımızın asıl sebebi gücü içimizde bulamamak ve dolayısıyla kendi merkezimizden kayarak koşullu sevgiye, eylem ve durumlara tutunmamız… Oysa ilişkiler farkındalık düzeylerine ve enerji

İlk Buluşma !.. Ya, sonrası(?)

İlk buluşma, ilişkinin kader anıdır. Onun ilk buluşmadan sora sizi aramasını istiyor musunuz? İşte ilişkinizin geleceğini garantilemenin yolları.
Karşınızdakini etkilemenin burcunuza göre adım adım ipuçları:


Koç
Eğer sevgilinizi yerinde ve zamanında reddetmesini biliyorsanız size hayran olmasının an meselesi olduğunu aklınıza yerleştirin. Onu kendinizden ne soğutacak kadar reddedin ne de sahiplenecek kadar davetkâr olun! Bu ikisinin arasındaki dengeyi kurabilmek oldukça zor, fakat imkânsız değil, işe "hayır" kelimesini kullanmak yerine "ama" ile başlayan cümleler kurarak başlarsanız başarılı olabilirsiniz. Sizin tarafınızdan reddedilen bir Koç, açık kapı kaldığı takdirde hep o kapıdan girmek isteyecektir. Zıddı olmadan reddedeceğiniz kişinin sizden vazgeçemeyeceğini bilmenizdir...

Sevgililer Günü Kartları - Sevgililer Günü Bannerleri

Sevgililer Günü Kartları - Sevgililer Günü Bannerleri

er Günü Kartları
Sevgililer Günü Kartı

Sevgililer Günü Kart 2

24 Şubat Sevgililer Günü Mesajları 2



♥ bulutlara yukledım hasretımı, ruzgarlarla yolladım sevgımı, yagmurlar yagdırdım gozyaslarımla kucuk melekler gonderdım senı opmeye! sevgililer günün kutlu olsun!

Sevgililer Günü Mesajları 1

Sevgililer Günü Mesajları


♥ Bulutlara yükledim hasretimi, rüzgarlarla yolladım sevgimi, yağmurlar yağdırdım gözyaşlarımla küçük melekler gönderdim seni öpmeye! Sevgililer günün kutlu olsun!

♥ Bir kuş olup gitsem, aşsam şu enginleri, varsam senin yanına. Öpsem doyasıya, koklasam seni, en büyük hediye odur bana.

♥ Sevgililer Günü Mesajları ♥

Sevgililer Günü Mesajları

Seni tahmin edeceğin kadar değil, tahammül edemeyeceğin kadar çok seviyorum. Sana "Sevgilim!" diyebildiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.

♥ Gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde, aşkın içimde ve ruhun bedenimde olduğu sürece seni sevmeye devam edeceğim. Sevgililer günün kutlu olsun!

’sevgi hormonu’ kadınlarda bağlanma güdülerini harekete geçirir

Bir kadın nasıl mutlu olur?

Oksitosin yani ’sevgi hormonu’ kadınlarda bağlanma güdülerini harekete geçirir.


Kadının iyi bir ilişki içinde olması partnerine güvenebilmesi, onunla ilgilenmesi ve ondan ilgi görmesi, destek, şefkat hissetmesi oksitosin seviyesini artırır.

Evlilik sadece beyaz bir gelinlik ve mutlu bir yuva değildir

Evlilik hakkında bilmeniz gerekenler...

Evlilik sadece





beyaz bir gelinlik ve mutlu bir yuva anlamına gelmez. Evlilikte neler olup bittiğini, işin iç yüzünü öğrenmek isterseniz yazımıza mutlaka göz atın. Bakın tecrübe neler söylüyor?

28 Nisan 2011 Perşembe

Övüldü Yalnızlıklar

Övüldü Yalnızlıklar



Övüldü yalnızlıklarım, bir nehir yatağında kurudu en iyi yanlarım. Sen giderken adını yazmıştım geliş yoluna, sen gelirken adımı sildim gidiş yolumdan...

Olduğun gibi kendini koru, deformasyona uğramadan, ellerin titremesin tuttuğunda sigarayı, gözlerin yalancı bakışlarla akıtmasın bu hayata dair bir lahza...
Sen gamsızsın, üzmezsin kendini bilirim. İki şarkıyla coşar, bir şiirle ağlarsın. Bir türkü çalar, gaza getirirsin hayatı. Kendince eğlenir, derin hülyalara dalarsın. Biri üzerse, diğeri bağlar seni hayata...

Sen giderken adını yazmıştım, sen gelirken adımı sildim gidiş yolumdan...

Aşk nasıl yakalanır

Neden bazı ayrılıklar bu kadar acı oluyor, nasıl oluyor da o kişi unutulmuyor. Buna biraz daha yakından bakalım. Carl Gustav Jung’a kulak verelim. Jung her erkeğin içinde bir kadın olduğunu söyler, bu da anima’dır. Anima erkek için en önemli kadın figürünü temsil eden kollektif bilinçdışı arketipidir. Erkeği kadısı hareketlere sürükleyen bu figür aynı zamnda ilişkilerini de belirler. Jung “Her anne ve her sevgili, erkeğin içindeki derin gerçekliği oluşturan, her zaman var olan, bu öncesiz imajın taşıyıcısı olmak zorunda kalırlar” der. Bir başka deyişle erkek seçimlerini bu figüre göre yapar ve ilişkilerini buna göre yaşar.
Aynı şekilde kadının içinde de bir erkek figür olarak animus vardır. Animus, kadının erkekler dünyasında varolabilmesini sağlar. Ancak Animus, aynı erkekte olduğu gibi, kadının ilişkilerini de belirler.
Frieda Fordham, Jung Psikolojisi adlı kitabında şöyle der : “Normal yaşam sürecinde, animus bir çok erkek üzerine yansıtılacaktır. Bu yansıtılma sonucunda, kadın, erkeği kendi gördüğü biçimde, yani animus imajı biçiminde, olduğunu kabul etmektedir ve kadın için, erkeği olduğu durumuyla kabul etmek hemen hemen olanaksızdır. Bu tutum, kişisel ilişkilerde oldukça tedirginilik verebilir. Böylesi ilişkiler ancak erkek kadının kendisi üzerine ürettiği varsayımlara uygun olarak davrandığı sürece düzgün bir biçimde sürüp gider.”
Tabii yukarıdaki paragraf erkek için de geçerlidir. Paragrafta, kadın ve erkek sözcüklerini ve Animus ile anima sözcüklerini birbiri ile değiştirisek erkek için de doğru bir saptama yaparız.
Peki durum bu kadar mekanik midir? Aslında durum bu kadar mekanik değildir. Çünkü aslında insan kedni anima ya da animus’unu çok iyi tanımamaktadır.
Karşı cins ile olan ilişkilerin son amacı dişil ve eril enerjini birliğini yakalamaktır demiştik. Aslında bu bir bakıma anima ya da animus ile olan birliği de yakalamaktır. Eğer biz kendi anima ya da animus’umuzu çok iyi tanımıyorsak, karşımızda bize uygun insanı da tam olarak tanıyamayız. Bu durumda anima ya da animus’a en yakın insansevgili oalrak karşımıza çıkar. Bu karşımıza çıkış, aynı zamanda metafizik bir durum da alır. Bu birleşmeye eşlik eden birtakım “işaretler” ortaya çıkar. Birlikte “metafizik” tecrübeler yaşanır. Sonuçta bir “metafizik aşk” ortaya çıkar. Bir masal aleminde büyülü bir aşk yaşanmaya başlar.
Eğer kişiler Anima ve Animus’unu iyi tanıyorlarsa sorun çıkmaz, böyle olmadığı durumlarda ise ilk çelişkiler ve dolayısıyla anlaşmazlıklar çıkar. Burada düşülen en önemli tuzak Anima ya da Animus’u yeterince tanımamaktan ötürü, Anima ya da Animus’u karşıdaki sevgili üzerinden tanımlamaktır. Gündelik yaşam kavramlarının karşıdaki sevgili üzerinden tanımlanması gibi Anima ve Animus da bu şekilde tanımlanır; karşıdaki sevgili, bütün eksikliklere rağmen Anima ya da Animus’un yerini alır. İşte o trajik ayrılık anı geldiğinde Anima ya da Animus ile olan bağ da kopar ya da biz öyle zannederiz; biz öyle zannederiz, çünkü kendi Anima ya da Animus’umuzu tanıyacak yerde karşıdaki sevgili üzerinden tanımlamışızdır. İşte böylece sorun varoluşsal boyuta taşınır ve hayatın sorgulanması başlar.
Bu metafizik dönem, görece uzun süremese de, bu “aşk”ın yerini tutan başka bir aşk gelmez, çünkü Anima ya da Animus’a yeniden ulaşılması gerekmektedir. Genel bir isteksizlik başlar, melankoli buna eşlik eder, metafizik bir yas varolmaktadır. Her ne kadar “unuttum” derse de kişi bir gün bir sembol yine O’nu hatırlatmaktadır. Bu noktada kişi özgürlüğünü yitirir. Oysa ilişkide de özgürlük olmadığını anımsamaz. Karşıdakine yüklenen Anima ya da Animus, kişinin kendini karşındakine bağlarken, karşıdakini de, bu yükün altına sokar.
Burada en büyük tehlike, hayata ait bütün tanımların yeniden yapılması olur. Açarsak, daha önce de belirttiğimiz gibi, “dışarıda yemek yemek” bir anda “sevgili ile yemeğe çıkmak”; “seyahate gitmek” bir anda “sevgili ile geziye çıkmak”; “sevişmek” sevgili ile sevişmek”; sinemaya gitmek” “sevgili ile sinemaya gitmek” gibi tanımlanır.
Ayrılık durumunda bir anda büyük bir kırılma olur ve yeniden tanımlanan bütün kavramlar anlamını yitirir. Bu bir bakıma “sevgili ile yaşanan kutsal zaman” ile “yeni gerçekliğin yaşandığı zaman” arasında şizofrenik bir kırılma durumuna dönüşür. “Ben sensiz yaşayamam” kalıbı ardında yatan tanımsızlık kişiyi sorgulamalara iter. Bu bağlamda, bütün tanımlar yeniden yapılmaya ihtiyaç duyduğundan, ayrılık sorunu aslında bir ontolojik, varoluşsal soruna dönüşür ve kişiye ilişkiyi değil yaşamı sorgulatmaya başlar. İşte tam bu durumda, bebeklikten beri tanımlarla varolan insan bilinci – ki bunu insanlık tarihinin ilk çağlarına taşıyabilirsiniz- bu tanımları yeniden yaparken, ister istemez aynı ilkel formlarda olduğu gibi mistik düşünceye de sapar. Mistik düşücenin esiri olan bilinç, bu anlamsız tanımsızlığı eskide aramak için büyücü büyücü ya da falcı falcı koşarken, bazen de bu ayrılık tamamen mistik bir deneyime dönüşür.Bu noktada, mistik tuzaklara düşmeden, varoluşsal kavramlara yakınlaşıp, çok farklı deneyim ve bilgilere de ulaşma söz konusu olabilir. Sokrates’in sözünü biraz değiştirip, “kötü sevgili insanı filozof yapar” demeye dilimiz varmıyor ama, kötü biten bir ilişkinin voroluşsal konularda çok farklı açılımlar yapabileceği de kuşkusuzdur. Bu deneyimi yaşayıp, kendini yeniden bir birey olarak bulmak söz konusu olabileceği gibi tam tersi de olasıdır. Ancak burada en büyük tuzak mistisizmin ucsuz bucaksız labirentlerinde savrulmak ve metafizik öğretilerin koyuluğuna dalmaktır. Bu geri dönülmez bir yola sokabileceği gibi arkasında ruhsal rahatsızlıkları da getirebilecek bir yola sokma tehlikesini de ortaya çıkartmaktadır.

Romantik aşkın süresi

Romantik aşkın süresinin uzun olmadığı söylenir hep. Efsanelerde üç yıl olarak anlatılan bu aşkın süresi deneyimlerimizde de çok uzun olmamıştır. Öncelikle kadın bu rolü oynamaktan yorulmaya başlar. O bir Tanrıça değildir ve günahları ve sevapları olan bir insandır, ölümlü bir varlıktır. Herkes gibi, yer içer, dışarı çıkartır, kızar ve hatalar yapar. Bu Tanrıça rolü, ilişkinin sürekliliğinin vazgeçilmezi olduğunda kadın için yorucu hatta bunaltıcı olmaya başlar. Erkek ise, karşısındaki Tanrıça’dan bir Tanrıça’ya uymayan davranışlar gördüğünde önce şaşırır, görmezliğe gelir ama sonunda o da dayanamaz hale gelir. Karşılıklı anlayış içinde çözülebilecek birçok anlaşmazlık şiddetli kavgalara dönüşebilir. En kötüsü, çiftlerden biri ayrılmayı teklif eder. Bulunan tanrısallığı kaybetme korkusu sürekli bir ayrılık ve barışma şeklinde kendini gösterir.

Animasını annesinden kurtaran erkek

Animasını annesinden kurtaran erkek, gerçekten bu yeni duruma alışabilmiş değildir. Eski kalıpları terketmesi ona tanınmadık, bilinmedik, farklı bir anima sunmaktadır. Oysa erkek buna çok yabancıdır. Bir Terra Incognita olan bu anima erkeğin aslında aradığı sevgiliyi “deneme yanılma” yöntemi ile de bulmasına neden olur. Erkek karşısına çıkan ve onu etkileyen kadına Anima figürünü yüklemeye çok heveslidir. Bu bilinemeyen gizemli Anima, aynı zamanda tanrısal bütün özellikleri de üzerinde taşımakta, bir Tanrıça gibi gözükmektedir. Bu gizem perdesi daha kalkmadığından erkek içindeki bütün tanrısallığı bu Tanrıça’ya yükler, dolayısıyla yeni sevgilisi bu sıradışı nitelendirmeden payını alır. Erkeğin gözünde artık bu bir Tanrıça’dır ve erkeğin davranışları bu yönde gözükür.

♥ Aşkın "Gizemli" Yolculuğu

Aşkın "Gizemli" Yolculuğu


Aşk üzerine neler yazıldı neler çizildi... Aşkın Metafiziği’nden popüler kitaplara, ilkçağlardan günümüz kadar aşk her zaman incelenen bir konu oldu. Bu sefer de aşka biraz arketipik bakalım istedik... Arketipik diyince de eski kültürlerden almak gerekir.
Eski kültürlerde Tanıça ve Tanrı birlikteliği büyük önem taşımaktadır. Tanrıça, dünya’nın bolluk ve bereketini temsil ederken, tanrı da onun dölleyicisi, bolluk ve bereketin başlatıcısıdır. Eski kültürlerde “Hieros Gamos” (Kutsal Evlilik ya da Kutsal Birleşme) olarak kutlanan bu kutsal birleşme aslında, Dünya’nın bolluk ve bereket ritüelidir. Bu bağlamda, eski inançlar, tek eşliliği savunur ve her birleşmenin ve birlikteliğin o eski günlerde Tanrıça ve Tanrı tarafından yapılan yaratma eyleminin bir tekrarı olduğunu görür.

İlişkiler: Eşim Beni Duymuyor





"Hayata bakış açımız ilişkiye bakış açımızı da belirler"

Ziyaretçiler ile Fil
Gösterideki en çekici şeyin fil olduğu düşünülüyordu; halk onu görmek için toplanmıştı. Sonra karanlık çöktü, fil karanlık bir odaya alındı, ziyaretçiler artık onu göremez oldular. Herkes büyük hayvanın bir yerine dokunarak onu tanımlamaya çalıştı.

İlişkileri enkaza çeviren 8 hata

İlişkileri enkaza çeviren 8 hata



Amerikan magazin dergisi Glamour'ın ilişki editörü Brenda Della Casa, ilişkilerin sonunu getiren 8 alışkanlığı derledi.

Buna göre, ilişkileri “enkaza çeviren alışkanlıklar” şöyle:
1 Sevgilinizi olmasını istediğiniz gibi değil, olduğu gibi görün ve değiştirmeye çalışmayın.
2 Ruh halinizdeki tutarsızlıkları dizginlemeye çalışın ve kapris yapmayın.
3 Arkadaşlarınızla, ailenizle sevgilinizin dedikodusunu yapmayın.
4 Her canınız sıkıldığında onu arayıp ağlamayın.
5 Ona annelik yapmayın; erkekler kontrolcü annelerine yaptıkları gibi size de isyan edebilir.
6 Birbirinize yapışık gibi yaşamayın, kendi arkadaşlarınızla da vakit geçirin.
7 Kıskançlık yapmayın, telefonunu ve bilgisayarını karıştırmayın.
8 İlişki ilerledikçe kendinizi rahat hissedip çaba harcamayı bırakmayın.

Uzun ve mutlu evliliğin formülü

Uzun ve mutlu evliliğin formülü

Mutlu bir evlilik için aşk yeterli değil. İsviçreli bilim insanları bir evliliğin hangi koşullarda daha uzun dayandığını ve evliliği çabucak bitirenin ne olduğunu buldu.


Cenevre Ekonomi Yüksek Okulu araştırmacılarına göre mutlu evliliğin reçetesi doğru eş seçimi. Evlilikte erkek beş yaş daha büyük, kadın ise daha kültürlü olmalı, diyor Nguyen Vi Cao. (European Journal of Operational Research) İsviçre’de yaşayan 1074 çiftin ilişkisi beş yıl boyu takip edilmiş.

Evlilik,Kadın,Erkek Üzerine Özlü Sözler

Evlilik,Kadın,Erkek Üzerine Özlü Sözler

* Tanrı kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana
yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar. Ahmet Altan
* Bir kadın aynı zamanda hem sevdalı, hem anne olamaz. Andre Maurois
* Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne
istiyor? Sigmund Freud

Evlilik Mesajları, Evlenme teklifleri

Evlilik Mesajları, Evlenme teklifleri


* Beyaz güvercinler yolluyorum size buralardan, hayatınıza sevgi, mutluluk ve huzur versin diye. Ömür boyu mutluluklar dilerim.
* Evlendim ve hemen pişman oldum. Bu bir yardım mesajıdır.
* "Benimle evlenirsen seni kraliçeler gibi yaşatırım."
* "sana hayatımın pencerelerini açıyorum."
* "benimle evlenmen yaptığın en doğru seçim olacaktır."
* "çocuklarımın annesi olur musun?"
* "Benimle hayatı gögüslemeğe var mısın?"
* "Seninle sonsuza kadar elele yürümek istiyorum.Ne dersin?"

♥ Evlilik Sözleri

Evlilik Sözleri

♥ Birleşen elleriniz ve kalpleriniz birbirinden hiç ayrılmasın. Bir hayatı tüm güzellikleriyle paylaşmanız dileğimle… Mutluluklar!
♥ Tüm yaşantınız boyunca en güzel günleri, en neşeli anları ve sevginin doruklarını beraber yaşamanızı dilerim… Mutluluklar?




♥ Hayat boyu birlikte ilerlemeye karar verdiğiniz yolda, güneş hep önünüzde olsun ki gölgeler ardınızda kalsın. Bir ömür boyu mutluluklar dilerim?

Aldatılanın ve Aldatmanın Psikolojisi

Aldatılanın ve Aldatmanın Psikolojisi

Depresyona etki eden olaylar arasında aldatmanın zannedilenden daha büyük yeri vardır.








Depresyona etki eden olaylar arasında aldatmanın zannedilenden daha büyük yeri vardır. Hatta depresyona sebep olan en önemli olayların başında cinsel sadakatsizliğin geldiğini söyleyebiliriz. Ondan sonra ise eşin ölümü gelmektedir. Yani eşin aldatması, onun ölümünden daha çok psikolojik yaralanmaya neden olmaktadır. Aldatılıp da depresyona girmeyen az sayıda insan vardır.

Aldatmak genetik mi ?

Aldatmak genetik mi ?
İhanet suçunu genlerimizin işleyebileceğini hiç düşündünüz mü?


Neden bazılarımız tek eşliliğin güvenli sınırlarının dışına çıkmak için bir ihtiyaç hissetmezken diğerlerimiz yeni heyecanlara duyduğu açlığı doyurmak adına aldatmanın gizli cazibesine kapılıyor?

27 Nisan 2011 Çarşamba

Sağlıklı Bir Ailenin Özellikleri

Sağlıklı Bir Ailenin Özellikleri

İyi bir iletişim kurmak
Her bireyin gereksinimine cevap verir, destek sağlar.
Ailenin değişim gereksinimlerini karşılamak için yeni görev ve roller üstlenir.
Problem ve gerçeklerle başa çıkmada aktif çalışırlar.

Ekonomik kriz evlilikleri de sarstı

Ekonomik kriz evlilikleri de sarstı

Ekonomik kriz sektörler kadar evlilikleri de derinden sarstı. 2008 yılında Türkiye'de hissedilmeye başlayan ekonomik krizle birlikte geçen yıl bir önceki yıla göre boşanmalarda yüzde 14.5 artış yaşandı.
Küresel ekonomik kriz sürecinde boşanmalar arttı evlilikler azaldı. Türkiye'de krizin hissedilmeye başladığı 2008 yılında 99 bin 663 çift boşandı. Krizin devam ettiği 2009 yılında ise bu sayı bir önceki yıla göre yüzde 14.5 artarak 114 bin 162'ye ulaştı.

Boşanmak bulaşıcı

Boşanmak bulaşıcı

Boşanan bir arkadaşınız varsa ondan uzak durmaya özen gösterin! Çünkü Amerika'daki Brown Üniversitesi tarafından 12 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre boşanmak bulaşıcı!
Araştırmayı yürüten Doktor Rose McDermott, yakın bir arkadaşı veya akrabası boşanan çiftlerin ayrılma ola sılıklarının yüzde 75 olduğunu açıkladı.

Aile terapisi yaygınlaşıyor

Aile terapisi yaygınlaşıyor

Çiftlerin birbirleriyle ve çocuklarıyla yaşadıkları sorunları çözmeyi amaçlayan ''aile terapisi'' uygulamasının, özellikle büyük kentlerde yaygınlaşmaya başladığı bildirildi.
Acıbadem Adana Hastanesi'nde görevli Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, aile terapisinin, aile bireyleri arasındaki ilişkileri ele alıp, yaşadıkları sıkıntılı ve zor süreçleri, onları bir araya getirip, çözüm için işbirliği yapmalarını sağlayarak çözmeyi amaçlayan bir çalışma olduğunu kaydetti.

Mutlu ilişkinin püf noktaları

Mutlu ilişkinin püf noktaları

ABD Gottman İlişki Enstitüsü uzmanı Dr. John Gottman, mutlu bir ilişkinin püf noktasının, evlilik dışı ilişkiden ve şiddetten uzak durmak olduğunu belirtirken, ''İlişkinizin sıradanlaştığını hissediyorsanız, eşinizle hayata dair paylaşımları artırın'' dedi.
ABD Gottman İlişki Enstitüsü uzmanı Dr. John Gottman, dünyadaki bütün evliliklerin A'dan, Z'ye benzer olduğunu, ilişkide mutluluğu yakalamak isteyen bireylerin, partnerine karşı sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. Evliliklerin sona erme nedenini, çiftler arasındaki iletişim yoksunluğuna bağlayan Gottman, çiftlerin olumsuz sorunlar karşısında birbirinden uzaklaşmak yerine, sorunun nedenini konuşup konuya dair paylaşımı artırması gerektiğini bildirdi.

Evliler bekarlardan daha mutlu

Evliler bekarlardan daha mutlu

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2010 yılı araştırmasına göre, ülkede bireylerin yüzde 61,2'si kendisini ''mutlu'' hissediyor. Yüzde 72,8'i de geleceğe ''umutla'' bakıyor.
Araştırma kapsamında son bir yıldaki ekonomik gelişmelerin bireyler üzerindeki etkisine bakıldığında ise halkın yüzde 54,2'sinin ''daha ucuz ürün tüketmeye başladığı'' görülüyor. Vatandaşların yüzde 33,8'i bu süreçte borçlandığını, yüzde 21,7'si ''gelirinin azaldığını'' belirtti.

Erkeklerde Cilt Bakımı



Cilt Bakımı

Soğuk kış günlerinde yıpranan cildini doğru bakım yöntemleri ile koruyabilirsin. Birkaç basit uygulama ile sen de güzel ve canlı bir cilde sahip olabilirsin.

Cilt tipine uygun bakım

Kravat Bağlama Sanatı

Bir ucu ince, diğer ucu daha geniş, gömlek yakasının altından geçirilerek önde üçgen biçiminde bağlanan, özel kumaştan yapılan giysi aksesuarı, boyun bağı.
“Muallim Bey, kravatınızın rengi gömleğinize uymamış, dedi, suratıma güldü.”
F. R. Atay.
Birleşik Sözler ; kravat iğnesi papyon kravat.
Kaynak ; tdk
3 farklı kravat bağlama şekli ve kravatın hikayesi yazının devamındadır.




,


1. Geniş uç “A” aşağı yukarı 30 cm. dar ucun “B” aşağısına uzantılmalıdır. Geniş ucu “A” dar ucun “B” üzerinden çapraz olarak geçirin.
2. Geniş ucu “A”, yaka ile oluşan ilmek arasından gegeçirip aşağı dogru çekin.
3. Geniş ucu “A” dar ucun “B” altından sola doğru geçekin ve tekrar ilmekten geçirin.
4. Geniş ucu “A” sol taraftan sağ tarafa getirin.
5. Geniş ucu “A” tekrar ilmekten geçirin.
6. Geniş ucu “A”, ön tarafta oluşan düğümün içinden aşağı doğru çekin.
7. İki elinizi kullanarak kravatı yakaya doğru dikkatlice sıkıştırın.

Büyük Düşünürlerden Erkeklere Sözler

Akıllı erkek haksız olduğu zaman erkeklerden, haklı olduğu zaman ise kadınlardan özür diler. H.L.Mencken

Altın ateşle, kadın altınla, erkek de kadınla erir. Pythagore

Erkeklerde Vücuda Uygun Giyim Önerileri

Erkeklerde Vücuda Uygun Giyim Önerileri

Uzun Boylular

1. Boyuna çizgili takımlar kullanılmamalı.
2. Kurvaze takımlar idealdir.
3. Sivri burunlu ayakkabılar giyilmemeli.
4. Serbest giyim günlerinde pötikareli, tüvit ceketler kullanılabilir.
5. Gömlek yakaları sivri ve uzun olmamalı.
6. Duble paçalı pantolonlar kullanılmalı.

Erkek Bakımı - Saç ve Kozmetik - Tıraş - Ayak Bakımı

Erkek Bakımı - Saç ve Kozmetik
Saç ve kozmetik

Kişiliğimizin bir parçası olarak değerlendirilen saçlarımızın, bakımı ve şekillendirilmeleri kozmetiğin uğraş alanlarındandır.
Saç dağılım, kalınlık, renk ve yoğunluğu kişilerde genetik olarak belirlenir, yaş ve ırka göre farklılık gösterir.

Erkekleri Etkileyen Kadınlar

Islak dudaklar, yumuşak eller, bakımlı kadınlar

_Dudak parlatıcalarının yapışkanlığından şikayet etmesine aldırmayın, aslında ıslak görünümlü parlak dudaklar tüm erkekleri cezbeder, sizi öptükçe öpesi gelirler! Her zaman yanınızda dudak parlatıcısı taşımanızda fayda var!


_Kadınların yumuşak ve mis kokulu elleri erkekler için vazgeçilmezler arasındadır. Ellerinizin her zaman bakımlı ve mis kokulu olmasına özen gösterin.


_Bakım için tonlarca para döktüğünüzden yakınsalar bile, bakımlı kadınlara bayılırlar! Güzelliğinizden asla ödün vermeyin!


Özverili, başarılı ve anaç kadınlar
_Kadınların eşyalarına gösterdikleri özen, erkeklerin gözünde sadakat ve özveri simgesidir. İlişkinize gösterdiğiniz özveriyle ne kadar sadık ve güvenilir olduğunuzu anlamasını sağlayabilirsiniz.


_Yaşantısının her alanında başarılı, ne istediğini bilen ve yardım sever kadınlar erkekleri cezbeder.


_Çocuklarla iyi anlaşan ve onları seven kadınlar erkekleri etkiler.


Teslimiyetçi ve duygusal kadınlar


_Bazen, erkeklerin kadınlarla kasten inatlaştıklarını unutmamak gerekir. Kimisi inatlaşan kadınları çok çekici bulurken, kimisi de çocuk gibi küsen kadınları çok şirin bulur.


_Kadınların koruyucusu gibi hissetmek erkekler için gurur verici bir davranış olduğundan etkileyicidir.


_Eleştirmelerine rağmen kadınların duygusallıklarını yansıtabilmeleri onlar için önemlidir çünkü hiçbir erkek duygularını rahatça ifade edemez.



Özenli ve çekici kadınlar
_Giyimlerinden, yemeklerine kadar onlara özen gösteren kadınlar erkekler için etkileyicidir. Bu, ilişkilerine ne kadar özen gösterdiklerinin bir işaretidir.


_Erkeklerin kalbine giden yol, boğazlarından geçer. Özenerek hazırladığınız yemekler, onlar için vazgeçilmez olmanızı sağlayabilir.


_Evde temizlik veya yemek yaparken bile onların gözünde çekici olduğunuzu biliyor muydunuz? Sebebi gayet açık, doğal halinizlesiniz.


Sağduyulu ve çocuksu kadınlar

_Her ne kadar kadınların ilgi alanlarından anlamasalar da, kadınların bu konulardaki sağduyusu birçok erkek için etkileyicidir.


_İşte bir klasik: Erkeklerin çoğu ilk bakışta kadınların kalçalarından etkilenir.


_Sürprizler karşısında kadınların yüzünde beliren çocuksu tebessümler ve gözlerinin parıldaması erkekler için vazgeçilmezdir.


Zevkli, doğal ve güvenilir kadınlar

_Birçok erkek, gömleğini veya tişörtünü kadınların üzerinde görmekten çok hoşlanır.


_Özel eşyalarını emanet ederek onlara duyduğu güveni belli eden kadınlar, erkekleri etkiler.


_Yapmacık hareketlerden kaçınan, kendisi olan kadınlar erkeklerin beğenisini kazanır!

Metroseksüellik - Metroseksüel erkek nasıl olunur?

METROSEKSÜELLİK
Biliyorsunuz bakımlı erkek her zaman bayanların gözbebeğidir. Bakımlı olmak demek illa pahalı giysiler marka aksesuarlar demek değildir tabi ki. Temiz ve her zaman mis gibi kokmak giydiği kıyafeti üzerinde taşıyabilmek şık olmak; ağız, diş temizliğine özen göstermek manikür, pedikür dış görünüşüne çeki düzen vermek özen göstermek boyalı ayakkabılar giymek, bulunduğu ortama göre giyinmek erkeklerin her zaman bakımlı ve çekici olmalarını sağlar.

Hamileler düşünce okuyor!

Eşlerini hamilelik döneminde aldatan erkeklere kötü haber!

İngiltere'de yapılan bir araştırmada, hamile kadınların hormonsal değişimleri nedeniyle karşılarındaki insanların ne düşündüğünü daha rahat anlayabildikleri ortaya çıktı.
Araştırmayı yürüten Dr. Rebecca Pearson, hamilelerin çevrelerindeki tüm duyguları rahatlıkla fark edebildiğini belirterek, "Hamile kadınlar diğer hemcinslerine oranla tüm duygulardan daha fazla etkileniyor" diye konuştu.

Aldatan Erkek Güçlü Hissetmenin peşinde

ALDATAN ERKEKLER GÜÇLÜ HİSSETMENİN PEŞİNDE
Eşlerini aldatan erkeklerin tamamı hem güçlü hissetmenin hem de çevrelerinde güçlü ilan edilmenin peşinde. Hem cinsleriyle rekabetlerini de, duygusal tatminlerini de ikinci ya da üçüncü kadınların üzerinden gerçekleştiriyorlar.

Erkekler bunları neden yapar?

Erkekler bunları neden yapar?

Hoşlandığınız erkeğin, çok fazla anlam yüklemeden gelişigüzel söylediği "Seni ararım" cümlesinden sonra neden sözünü tutmadığını merak eder durursunuz. İşte sizin anlamanızı istediği ancak bir türlü söyleyemediği gerçekler...


Erkek arkadaşınızın sıklıkla yaptığı fakat sizin anlam veremediğiniz bazı şeylerin sebeplerini açıklıyoruz...

Tek Taş Bir Erkeği Nasıl Değiştirir



Balıketli bayanlar daha zeki

İsveçte yapılan bir araştırma balık etli bayanların daha zeki olduğunu ortaya çıkardı.

Kadınlar, fazla kilodan şikayet edip zayıflamanın yollarını aramasına rağmen biraz fazla kilonun kadınlara yararlı olduğu ortaya çıktı. İsveç te yapılan bir araştırma, ortalamanın biraz üzerindeki bir kilonun, kadınların aynı anda birkaç işi daha iyi yapabilmesine ve daha zeki olmasına yardımcı olduğunu ortaya çıkardı.

Hangi dans hareketleri kadınlara çekici geliyor?

Hangi dans hareketleri kadınlara çekici geliyor?

Erkeklerin hangi dans hareketlerinin kadınlara çekici geldiği anlaşıldı.
İngiltere'nin Northumbria Üniversitesi'nden psikologlar, 18-35 yaşındaki 19 gönüllüyü basit bir ritmde dans ederken üç boyutlu kameralarla filme aldı. Hareketler, dans eden erkeklerin fiziksel özelliklerinden etkilenilmemesi için sanal ortama aktarıldı ve 37 kadına izletildi. Kadınlardan "iyi ve kötü dansçıları" belirlemeleri istendi. Kadınlar, "iyi dansçıları" özellikle kıvrak, yumuşak boyun ve gövde hareketleri yapanlar arasından seçti. Bu seçimde, erkeklerin sol omuz ve bileğinin hareketleri ile sağ dizinin hızı da etkili oldu.

Güzel kadının sırrı

Güzel kadının sırrı
60 finalisti inceleyen bilim adamları güzel kadınların özelliklerini özel bir sistemle sıraladı mutlu ol.... İtalya’da yapılacak Miss Italia güzellik yarışmasında finale kalan 60 finalisti inceleyen bilim adamları güzel kadınların özelliklerini özel bir sistemle sıraladı.
3 boyutlu sistemle katılımcıları inceleyen bilim adamları “ufak burun, kalın üst dudak ve çıkık elmacık kemiklerine sahip kadınların yarışmada şansı var” açıklamasını yaptı.










Kutsallarla Kadına Düşünmeyi Bıraktırdılar

Kadınlar bağlarını kaybetmediler, kadınların tinle hala doğrudan doğruya bağlantıları var. Sadece bunun nasıl kullanılacağını unuttular, ya da daha doğrusu, erkeklerin bu bağlantıya hiç sahip olamama durumunu taklit ettiler. Binlerce yıl erkekler kadınların bu bağlantıyı

Kadınlar erkeklerden ne ister?

Kadınlar erkeklerden ne ister?

Kadınların ilişkilerinde beklentileri aslında düşünüldüğü kadar fazla ve zor değil: Saygı, seks, romantizm, iletişim ve güven. Sürprizlerle, çiçeklerle dolu bir yaşam... İşte kadınların istedikleri?
Koç burcu kadını ne ister?
Erkeğine güvenmek isterler. Erkeğin fiziksel gücünün duygusal bir koruma kalkanı da oluşturmasını beklerler. Erkek bu konuda güçlü, güvenilir olmalıdır. Bozulmuş ilişkileri konusunda süre bekliyorlarsa, yalnız kalmak ve düşünmek istiyorlarsa, bu bir tehlike demektir. Çoğu zaman ilişkisinde süre isteyen kadın, geri dönmeyecektir Yinede bu güzellik ömrü boyunca kalsın ister. İlk öpüşme yıldönümünün de unutulmamasını ister.


Boğa burcu kadını ne ister?

Çalışan kadınlar erkek hegamonyasından yakınıyor

Çalışan kadınlar erkek hegamonyasından yakınıyor

Türk Eğitim-Sen'in anketine göre, çalışan kadınların toplumsal hayatta karşılaştıkların sorunlar başından ''erkek hegamonyası'' geliyor.
Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ''Çalışan Kadınların Sorunları'' konulu bir anket çalışma düzenledi. Sendikadan yapılan açıklamaya göre, İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Trabzon, Erzurum, Eskişehir, Antalya, Diyarbakır, Van ve Kayseri il merkezlerinde Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatı,

Kadına yönelik şiddetin nedenleri - Şiddetin kadın üzerindeki etkileri

Kadına yönelik şiddetin nedenleri


Erkeklerin kadınlara şiddet uygulama nedenleri psikolojik, biyolojik, sosyolojik açıdan incelendiğinde şiddet ve saldırganlığın nedenlerine benzer açıklamalar yapılmaktadır. Psikolojik açıdan bakıldığında, temel bir iç güdü olarak kabul edilen saldırganlık, başarı ve üstünlük sağlamakta ve erkeklerde olumlu bir güç olarak cesaret, güçlü olma, enerji, ataklık, vs anlamına gelmektedir. Psikoanalitik teori toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili beklentileri artırıcı etki yaparken, kadın saldırganlığını olumsuz karşılamakta, saldırgan kadınları düşmanca duygular içinde ve kavgacı kişiler olarak değerlendirmektedir.

Şiddet eğilimi gösteren erkek tipleri ..

Şiddet eğilimini hangi erkek gösterir?

Hangi erkeğin şiddet eğilimi göstereceğinin formülü verilemez. İnsan yapısı ile karmaşık bir yaratıktır. Özellikle yetişme koşulları gereği üstün bir cins olarak yetiştirilen erkete şiddet eğilimlerinin varlığı yapılan tüm araştırmalar ortaya koyuyor. Konumuz gereği yalnızca bu konuya kısa başlıklar altında değinerek geçeceğiz. Genelde şiddet eğilimi gösteren erkeklerde görülen bazı ortak özellikler şunlardır:

Düşük benlik saygısına sahiptir.
Sıklıkla terk edilme, kayıplar, yardımsızlık, bağımlılık, güvenlik duygusunda azalma, mahremiyet ile ilgili sorunlar yaşamaktadır.
Kişilik bozukluğu tanısı alanlara sık rastlanmaktadır.
Engellenmeye karşı düşük tolerans gösterirler (kolayca sükunetini kaybeder)
İstismar ve şiddetin bulunduğu ailelerde büyümüşlerdir.
Kendi davranışları ile ilgili inkar, küçümseme, iddiacı ve yalana yönelme şeklinde bir tutum içindedirler.
Şiddet konusundaki görüşlerine bütün dünyanın katıldığını ve şiddetin günlük hayatla bahşetme yollarından biri olduğu düşüncesindedirler.
Empati yapma yeteneği zayıftır.
Kadın ve erkek davranışları konusunda katıdırlar (cinsiyet rolleri).
Sıklıkla kendisini “özel” olarak görmekte, koruyucu ve bakım verici olarak özel ilgiye hakkı olduğunu düşünmektedir.
Madde bağımlılığı sık görülmektedir.
Anormal düzeyde kıskançtır (örneğin, birlikte olduğu kişinin sürekli kendisiyle birlikte olmasını veya nereye giderse gitsin, haber vermesini bekler)
Elbette günümüzde erkeğin şiddete eğilimin tarihsel bir gelişim seyri vardır. Örneğin eski Roma’da erkekler eşlerini dövebilir, boşayabilir, zina, toplum içinde sarhoşluk ya da halka açık oyunlara gitmek gibi nedenlerle öldürme hakkına sahipti. 1700’lü yıllarda İngiltere’de yasalar kocaya doğru yoldan ayrılan karısını fiziksel olarak cezalandırma hakkını vermekteydi. Bu uygulama 19 yüzyılda ABD’de yapılmıştır. Kadının aşağılanması, güçler arasındaki eşitsizlik, kadının mal olarak görülmesi, cinsiyetçi rollerin dayatılması, erkeğin saldırgan davranışlarına onay verilmesi kadının ikinci sınıf insan sayılması ve dominant erkeğe bağımlığın sürmesini sağlamaktadır. Güç eşitsizliği ve “aile meseleleri” nin karışılmaması gereken özel hayat sayılmasının yanında sağlık ve adalet sisteminde görev yapanlar da 1960’lı yıllara kadar kadına yönelik şiddeti görmezden gelmiştir. 1970’li yıllardaki kadın hareketi kadının toplumda yaşadığı her türlü şiddete dikkat çekilmesini sağlamıştır.